Türkiye Mağaraları
MAĞARACILIK
AYNALI MAĞARA
Eski çağlardan günümüze uzanan bu mağaralar Amasya'ya "Krallar Vadisi" ünvanını veriyor. Bunlar arasında "Aynalı Mağara" en çok ziyaret edileni. M.Ö. 64 ve 63 yıllarında Amessia'da (Amasya) doğan ve "dünyanın ilk coğrafyacısı" diye ün kazanan Sdabon; "Amasya vaktiyle krallara aitti" demiş. Bu cümlesi de o meşhur coğrafya kitabında yer alıyor. Yine aynı kitapta, Amasya Kalesi'ndeki mezarlar hakkında da yazı var. "Bu çevre içinde kralların hem sarayları hem de mezar anıtları bulunur" diyor Sdabon.
Amasya vadisinde irili ufaklı 18 adet mağara var. Şehir merkezinin kuzey yamaçlarını süsleyen beş büyük mağara, "Kral mezarları" olarak anılmaktadır.
"Kralkaya Mezarı" diye isimlendirilen mağaraların en önemlisi Aynalı Mağara' dır.Araştırmalardan anlaşıldığına göre, burasının bir kral mezarı olmasından öte ikamet edilmek üzere oyulmuş olması da muhtemeldir. Mağaranın iç yapısındaki genişlik bunu gösteriyor. Yerden 13 m. yüksekliğe ulaşan bu ihtişamlı mağara, blok halindeki bir kaya parçasının oyulması suretiyle oluşturulnuş. Dış cepheden bakıldığı zaman güneş ışınlarının vurmasıyla parlaması, mağaraya halk arasında "aynalı" denilmesine neden olmuş. (Zaman içinde bu parlaklığı yok olmuş ama adı "aynalı" kalmış.) Yer seviyesinden enine uzun birkaç taş basamakla mağaraya yaklaşılıyor. Giriş kapısı ise 4,5 m. yükseklikte. Kapıdan bakıldığında beşik tonozlu iki oda dikkatleri çekiyor. İki odadan biri dikdörtgen, diğeri ise kare. Dikdörtgen olanı asıl mezar odası. Burada mezar olduğu anlaşılan lahit şeklinde dikdörtgen bir oyuk var. Kare şeklindeki odada ise, üslup itibariyle, II.yy.da Bizanslılar tarafından yapılmış olacağı tahmin edilen freskler yer alıyor. Tonoz kısmında altısı sağda, altısı solda olmak üzere "12 havari" tasvirleri var. Kuzey ve güney duvarlarında bir takım kadınlı erkekli figürler, doğu cephesinde ise İsa, Meryem ve Johannes'ten teşekkül eden Aziz kompozisyonlarının ana sahnesi yer alıyor. Hz.İsa'nın on iki havarisinden birinin, Hıristiyanlığı bu mağaradan yaydığı rivayet ediliyor.
Bu yüzden bölgede din turizmi hareketleniyor. Yaz aylarında özekllike yurt dışından yoğun bir turist akışı var.
PINARGÖZÜ MAĞARASI
Isparta, mağaralar açısından hayli zengin bir şehir. Yenişarbademli ilçesine 8 km. uzaklıkta ve Çaydere ormanlarının içinde bulunan Pınargözü Mağarası "Dünya Mağaralar litaratürü"ne girmiş. Mağara çevresinin bitki örtüsü çeşit ve tür bakımından çok zengin. Dünyanın en zengin bitki örtüsüme sahip yerlerden biri.
ZİNDAN MAĞARASI
Aksu İlçesine 1 km. uzaklıktadır. 752 m. uzunluğunda, yatay ve yarı aktif bir mağara görünümündedir. Mağaranın girişi Aksu çayından 12 m. yüksekliktedir. İçinden bir yer altı deresi akmaktadır. İlk 300 metresi aydınlatılmıştır. Mağara Kültür Bakanlığı İzmir 2 numaralı K. ve T.V.K. Kurulunun 15.06.1998 ve 307 no'lu kararı ile Doğal ve Arkeolojik Sit Alanı olarak tescil edilmiştir. Sarkıt ve dikitleriyle, şirin dereciği ile tarihle bütünleşmiş bir mağaradır, Aksu Zindan Mağarası.
AYI İNİ MAĞARASI
Ayı ini Mağarası Sultan Dağlarının güney yamacında, 407 m. uzunluğunda, Yalvaç'ın kuzey doğusunda, Nazilli Dere mevkiindedir. Yatay kuru bir mağaradır. Bizanslılar döneminde değişik amaçlarla kullanılmıştır. İçerisinde sarkıtlar, dikitler ve sarnıçlar bulunur.
PINARGÖZÜ MAĞARASI
Yenişarbademli ilçesine 8 km. uzaklıkta ve Çaydere ormanlarının içinde bulunan Pınargözü Mağarası ve su kaynağı bir doğa harikâsıdır. Dünya Mağaralar literatürüne girmiş olan bu mağarada, yerli ve yabancı mağaracılar araştırmalar yapmıştır ve bu araştırmalar halen sürmektedir. Mağara çevresi de, bitki örtüsü de çeşit ve tür bakımından dünyanın en zengin sayılı yerlerinden biridir. Çevrede 213 bitki türünün varlığı tespit edilmiştir. Ayrıca mağara çıkışına yakın bir yerde 600 yıllık bir çam ağacı bulunmaktadır. 15 km. mesafesiyle Türkiye'nin en uzun mağarasıdır. Mağaranın araştırılması ve içine girilmesi zordur. Girişte bulunan sifonu dalarak geçmek mecburiyeti vardır. Sifonun önündeki saatteki hızı 150-160 km.'ye ulaşan hava akımı, ağustos ayında 5,8 C olan su ısısı vardır. Yerli ve yabancı araştırmacılar tarafından her yıl yeni bir bölümü keşfedilmektedir. Mağara araştırmacıları tarafından çok ilgi çekici bulunmaktadır.
SEFERYİĞİT MAĞARASI
Burdur Bucak'taki "Sefer Yitiği" Mağarası, mağaracıların gündeminde. Mağara Burdur'un Bucak ilçesi Barbaros mahallesinde yer alıyor. Selçuklu kervansaraylarından "İncirhanı Kervansarayı"nın 1 kilometre kuzeybatısındaki Sefer Yitiği, bir tepede konumlanmış.
Mağara hakkında bir çok efsane üretiliyor. Bu efsanelerden birine göre, seferberlik zamanında seferberliğe katılacak zengin birisinin heybeler dolusu altınını bu mağaraya saklamış. Seferberlikten ölüm haberi gelen şahsın altınları mağarada kalmış. Halk da o tarihten sonra "Sefer Yitiği" adını yakıştırmış mağaraya.
Mağaranın adı ile ilgili bir başka rivayet ise şöyle: Seferberlik zamanında eli tutan, gücü yeten herkes askere alınır. Askere gitmesi gereken gençlerden birisi her nasılsa bu mağarada uyuyakalır. Uzun savaşların getirdiği acı, yokluk ve bıkkınlık sebebiyle ya da kaybolan keçisini aramak ya da kötü hava şartlarından korunmak için buraya gizlenen bu genç devre kaybetmiş. Asker adayı genç mağaradan çıktığında yaşıtları cepheye hareket etmiştir ve genç artık "Sefer Yitiği"dir. Daha sonra antika avcıları ve define simsarları tarafından talan edilmiş. Bu talan ve tahribatın halen devam ettiği söyleniyor.
Mağaranın içi yüzlerce sarkıt ve dikitler mevcut. Bulunduğu nokta çevreye hakim bir yükseklikte. Mağara kapısına Bucak-İncirdere yolunun 3. kilometresinden kuzeye dönülerek, 25 metre yakınındaki bir lokantanın hemen batısındaki çalılık ve kayalıklar arasındaki patikadan ulaşılabilir. Mağaranın tecrübesi olan bir ekip refakatinde gezilmesi gerekmekte. Çünkü karanlık ve kaygan zemin ile derinliklerdeki oksijen azlığı tehlikeli olabilir.
Mağara yarasa kuşlarının barınağı olduğu için, ziyaret eden yerli ve yabancı bilim adamların müştereken kullandıkları isim "YARASA MAĞARASI" dır.Mağaraya zaman zaman yerli ve yabancı araştırmacı ve incelemeciler girip incelemeler yapmışlardır. Mağara içinde bir kaç kola ayrılan kanallar tehlike oluşturmaktadır. Bu sebeple mağaranın konunun uzmanı teknik elemanlarca incelenmesi gerekmektedir.
Güneye açılan üçgen biçimli çok dar bir girişi vardır. Girişten itibaren mağara tavanı aniden yükselir. Öyle ki uzun boylu birisi bile rahatça yürüyebilir. Tavan ve duvarlar emsalsiz, dantele benzeyen sarkıtlarla bezenmiştir. Ayrıca buket, su altı süngeri, muz hevengi, salkım, demir parmaklık, tül perde, dorik ve iyonik sütunlara benzeyen dikitler bulunmaktadır. Bazı heykelimsi oluşumlar maymun, köpek ve insana benzemektedir.
Mağaranın derinliklerinde mağaraya ismini veren yarasalar bulunur. Çok kalabalık olan bu kuşların ziyaretçilerden etkilenerek uçuşmaları ya da uyuyakalan bir yarasanın fark edilmesi ürpertici anlara yol açmaktadır. Yarasaların pisliklerinin tavandan damlayan sularla karışıp taşlaşması neticesinde harikulade konimsi oluşumlar meydana gelmiştir.
MERASPOLİS MAĞARASI
Meraspolis, dünyanın bilinen 3.büyük mağarası. Mağaranın sonu hala sır. Şelaleyi andıran biçimde içinden su çıkması onu daha da gizemli kılıyor. Ne yazık ki o da ülkemizde kaderine terkedilen mağaralardan biri.
Meraspolis, Ermenek kentinin kuzeyindeki dağların kaya bloklarının altında suların kireçli kayaları oyması ile meydana gelmiş. Mağara dünyanın en büyük yeraltı suyunu bünyesinde taşımaktadır. Bir çok bölme ve katlardan meydana gelen, içinde küçüklü büyüklü sarkıt, dikit bulunan bumağara ilk çağlarda mesken, sığınak ve zindan olarak kullanılmıştır.
Mağaraya iki yönden giriş vardır. Bunlardan birisi ne zaman açıldığı bilinmeyen ilkel bir giriştir. Bu giriş doğal bir mağaranın tabanmdadır. Genişliği 40x45 cm. olan delikten mağaraya inilir. Rehbersiz ve ışıksız inilmesi imkansızdır. İri kaya parçalarından yapılmış 8-10 ayaklık basit ve dar bir merdivenle aşağıda basık tavanlı bir mağaraya inilir. Burada çeşitli yönlere yol vardır. Kuzeydoğuya gidilen dehlizlerden birisi ile kademe kademe inilir ve yer altı nehri görülür.
İkinci giriş, Başpınar mahallesi Cumma mevkiinde Ermenek Belediyesi tarafından kente tazyikli içme suyu sağlamak için açılmış bir galeridendir. 193 m. uzunluğundaki bu galeri kuzeydoğu doğrultusunda yer altı nehrine ulaşır.
Galerinin yer altı nehri ile birleştiği noktaya kadar 150 m.lik bir mesafede kuzey-güney yönünde akmakta, galeri deposuna 90 m. kala kuzeyde bir noktada 200 m. yüksekliğinde bir yer altı şelalesi oluşturmaktadır. Nehir yatağı batıya gittikçe daralmakta, düdenlimağara denilen yerde yok olmaktadır.
Mağarada bulunan yer altı suyu kentin ve çevre kasabaların içme suyu ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Ermenek ve çevresine elektirik sağlayan hidroelektirik santralini çalıştıran su da bu mağaradan çıkmaktadır.
TÜRKİYE'DEKİ DİĞER MAĞRALAR
Mağara oluşumları bakımından önemli bir jeolojik-jeomorfolojik nitelik olan karstlaşma (karstik alanlar) ülkemizde Toroslar, Orta Anadolu, Güneydoğu Anadolu, Trakya ve kuzeybatı Anadolu bölgelerinde büyüklü-küçüklü binlerce mağara oluşumlarına neden olmuştur . Türkiye'de görülmeye değer, hatta dünya literatürüne geçmiş mağaralar mevcut olup bunların bazıları şunlardır:
Adana
Aladağ Meydan Bığbığ Mağar, Feke ilçesinde Göksu Irmağının oluşturduğu vadi ise kanyon turizmine uygun alanlardır.
Antalya Damlataş Mağarası (Alanya)
(Astım hastalığına iyi gelmektedir.)
Karain Mağarası
(Türkiye'nin en büyük doğal
mağaralarındandır.)
Derya Mağarası
(Dikey bir mağaradır.)
Beldibi Mağarası
(Mağarada mezolatik kültürleri içeren 6 tabaka tespit edilmiştir.) Sırtlanini Mağarası
(Afrodisias harabelerine yakındır.)
Amasya Aynalı Mağara
Amasya'da, mağaraların en önemlisi; krallara ait olan "Aynalı Mağara"dır...
Aslanlı (Yaren) Mağarası
Kuşadası'na yakın olan bu mağara bölgede ünlüdür.
Burdur'da
İnsuyu Mağarası
(Toplam 597 m. uzunluğundadır.)
Elazığ'da
Buzluk Mağarası
(Hava sirkilasyonu sayesinde Haziran, Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında buzdan sarkıt ve dikitler oluşmaktadır.)
Gümüşhane
Karaca Mağarası
(İlginç oluşumlara sahiptir. Sarkıt, dikit, bayrak, org desenli duvar, çiçek, inci vs., bunlar çok değişik renklerdedir.)
Karaman'da Manazan mağaları (Taşkale)
(20 dolayında odadan oluşan Bizans dönemine ait bir yerleşme yeridir. Mağarada bulunan mezarlıkta günümüze kadar organik yönden bozulmadan kalmış cesetler vardır.)
Kastamonu
Ilgarini (Ilvarini) Mağarası
(FAO tarafında dünyanın 4. büyük mağarası ve doğa, dünya ölçeğinde bulunmuştur.)
Kastamonu Pınarbaşı ilçesi sınırlarında kalan mağara gerek oluşumu, gerekse taşıdığı tarihsel kalıntılar bakımından büyük önem arz etmektedir. Sorkun yaylasının uzantısında yer alan mağaranın denizden yüksekliği 1250 metredir. Dünyanın 4. büyük mağarası olan Ilgarini 3. ve 4. zamanda oluşmuştur. Yaklaşık 200 yıllık bir zaman diliminde oluşan mağara tabii bir kayalık içinde 800 metre uzunluğa sahiptir. Mağaranın içinde 1 milyon yıllık sarkıt ve dikitler bulunmaktadır. Aynı mağara içinde Roma ve Bizans dönemine ait mezar ve dini yapı kalıntıları vardır.
Kütahya
Frig Vadisi Mağaraları
(M.Ö. 500-600 yıllarında kayaların elle oyulmasıyla yapılmıştır.)
İnli Köy Mağaraları (Sabuncupınar)
(Bizans devrinden kalma, kayalar üzerine oyulmuş mezarlar olduğu sanılmaktadır.)
Isparta
Zindan mağarası
Aksu İlçesine 1 km. uzaklıktadır. 752 m. uzunluğunda, yatay ve yarı aktif bir mağara görünümündedir.
Ayı ini Mağarası
Sultan Dağlarının güney yamacındadır. İçerisinde sarkıtlar, dikitler ve sarnıçlar bulunur.
Ashab-ı Kehf Mağarası
(Hıristiyan ve Müslümanlarca kutsal bir ziyaret yeri olarak kabul edilmektedir.)
Çukurpınar Düdeni Mağarası (Anamur)
(Türkiye'nin en büyük mağarasıdır, 1990 yılı araştırmalarına göre.)
Köşekbükü Mağarası (Anamur)
(Astımlı hastalar şifa bulmaktadır.)
Cennet Obruk Mağarası (Silifke)
(Mersin'de en çok ilgi çeken doğal oluşumlardan biridir.)
Narlıkuyu Mağarası (Silifke)
(Geniş salonları vardır.)
Tokat'da
Ballıca Mağarası (Pazar)
(Dünyanın 8. harikası denilebilir.)
Zonguldak'da
Gökgöl Mağarası
(Son derece zengin ve güzel oluşumlar mevcuttur.)
Cehennemağzı Mağarası (Ereğli)
(İlk önce doğal olan mağara, daha sonra insanlar tarafından şekillendirilmiştir.)
Muğla
Menteşe'nin en güzel yerlerinden birisi olan Yerküpe Yaylası.
Yerküpe yaylasının altından geçen Mağara. Bu mağara, her yıl geleneksel olarak yapılan Yağlı pehlivan güreşlerinin yapıldığı meydanın altından geçmektedir. Her tarafı yeşilliklerle kaplı Yerküpe yaylasının güzelliğine bir de Mağaranın gizemli havasının katılması, Yerküpe yaylasını önemini ve güzelliğini daha da arttırmaktadır.