Depresyonun Psikoterapisi
Depresyonun psikoterapisi nasıl yapılır?
Depresyon kişinin bedenini, duygularını, düşüncelerini, çevresindeki insanlarla olan ilişkilerini, kısacası hayatının tamamını olumsuz yönde etkileyen bir rahatsızlıktır. En az 2 hafta boyunca hemen hemen hergün, uykusuzluk, uyuşukluk, yeme bozukluğu, yorgunluk, üzgün ve çökkün ruh hali, kendini eleştirme, karamsarlık ve ölüm düşünceleri içine girme gibi semptomları vardır. Psikolojik rahatsızlıklar arasında en yaygın olanıdır. Dünya çapında hastalık yükü anlamında en sık görülen rahatsızlıkların başında depresyon gelir.
Bilişsel davranışçı terapiyi temel yaklaşım olarak kullanan bir psikolog olarak depresyonun ortalama 16 seans sürebilecek psikoterapisinin nasıl yapıldığını sizlere tanıtmak istiyorum.
Öncelikle ilk yapılan şey ayrıntılı bir değerlendirme yaparak gelen kişinin yaşadığı sıkıntıları, yaşamında kötü giden şeylerin yanında iyi giden şeyleri de kapsayacak şekilde çok boyutlu bir biçimde incelemektir. Depresyona nelerin neden olduğu ve nelerin devam etmesini sağladığı bu şekilde anlaşılmaya çalışılır. Bir seanstan daha fazla sürebilecek bu değerlendirme aşamasından sonra vaka formülasyonu dediğimiz şeyi oluşturmaya çalışırız. Vaka formülasyonuyla çocukluk dönemindeki bilgiler dahil olmak üzere elde ettiğimiz tüm bilgileri bir araya getirerek mevcut sıkıntıların olası nedenlerini belirleyip bu yönde terapi planını ve hedeflerini oluşturmaya başlarız. Tüm bu süreçte terapiyi alan kişinin aktif bir rolü vardır. Kendisine daha sonra bu vaka formülasyonu açıklanarak problemlerinin nedenlerini, özellikle de kendi payını, daha iyi bir şekilde anlaması sağlanır. Örneğin, kişinin yorgunluk, isteksizlik ve çökkünlük hislerinin temelinde içine kapanmasının, zevk alamayacağını düşünüp eskiden yapıyor olduğu aktiviteleri yapmamaya başlamasının ve bu yüzden de cansızlık halinin gittikçe artarak özgüveninin zedelenmeye başladığı bir kısır döngü içinde olduğu ortaya çıkabilir. Terapi planı ve hedefleri belirlendikten sonra bir hedef seçilerek o hedef üzerinde çalışılmaya başlanır. Bu andan itibaren hedeflere uygun olan özel yöntemler seçilerek terapi planı doğrultusunda ilerlenir ve terapinin sonunda tüm hedeflere belli ölçülerde ulaşıncaya kadar süreç devam eder. Yukarıdaki örnekten hareket edersek kişinin daha aktif ve canlı olmak hedefi varsa bu hedefe ulaşmak amacıyla aktivite izleme ve planlama, küçük adımlar, davranışsal aktivasyon gibi özel teknikler yardımıyla içinde bulunduğu kısır döngüden çıkmaya başlaması yönünde birçok adım atılabilmektedir.
Terapi boyunca temel olarak üzerinde durulan şey kişinin düşünce ve davranış alışkanlıklarını belirleyip değiştirmeye başlamaktır. Örneğin, yaşadığı belirli bir durumu başarısızlık olarak gördüğüne dair olumsuz düşünceler içine girdiği durumlarda bu düşüncelerin ne kadar doğru ya da yanlış olduğu özel yöntemlerle incelenmeye ve daha gerçekçi düşüncelerle değiştirilmeye başlanır. Çoğu zaman bu tür düşüncelerin yüzde yüz doğru olmadıklarını görmekteyiz. Doğruluk payının yüksek olduğu düşüncelerde ise problem çözme yöntemleri kullanılır.
Terapi içinde bazı hedefler değiştirilebilir ya da yerlerine yenileri eklenebilir. Ayrıca vaka formülasyonu terapi boyunca sürekli zenginleştirilir. Kronik durumlarda ya da derinlemesine terapi almak isteyen kişilerde şema denilen yapılar üzerinde de durulur. Örneğin, eğer kişi çocukluğunda sevilebilmek için her zaman en iyisi olmak gerekir gibi katı bir yaşam kuralı oluşturmuşsa şu andaki yaşamında kendisine çok yüklenecek, en ufak bir başarısızlıkta dışlanmış hissedecektir. Bu yüzden meseleyi derinlemesine, çocukluk çağının etkileriyle birlikte ele almak için bu yönde birçok farklı yöntemle çalışılır. Terapinin süresini uzatabilecek en önemli kısım bu bölümdür. Terapinin sonunda kişi birçok teknik öğrenmiş ve çeşitli beceriler kazanmıştır. Bu kazanımları sayesinde yaşamının ilerleyen aşamalarında karşılaşacağı güçlüklerde kendi kendisinin terapisti olarak kendisine yardımcı olabilecek hale gelebilmektedir.
Şu ana kadar sadece depresyonun tipik bir terapisinin ana hatlarını kabaca çizmeye çalıştım. Her bir problem türü, kişilik özelliği ve yaşam dönemi için burada anlatılamayacak kadar çok sayıda yöntem ve strateji bulunmaktadır. Bunlar o kadar fazladır ki psikoterapistler tüm bu farklı yöntem ve stratejileri zenginleştirmek için yıllarca kendilerini geliştirmeye devam etmektedir.