Çocuk Felci Aşıları
Günümüzde çocuk felci hastalığına karşı kullanılan iki farklı aşı vardır.
İnaktive çocuk felci aşısı (enjeksiyon şeklinde uygulanır ) ve oral çocuk felci aşısı (ağızdan damla şeklinde verilir. ) inaktive çocuk felci aşısı ölü aşıdır. Son derece güvenli ve etkin olması en önemli özelliğidir. Yaşamın ikinci ayından başlayarak 1- 2 ay arayla toplam 3 doz enjeksiyon şeklinde uygulanır. Bebek 18 aylık olduğunda bir hatırlatma dozu daha yapılmalıdır.
Oral çocuk felci aşısı ağızdan damla şeklinde verilerek uygulanmaktadır. Oldukça etkin bir aşı olmakla birlikte aşının verilmesi sırasında çocuğun kusması ya da tükürmesi gibi durumlardan olumsuz etkilenebilmektedir. Aşı uygulanması esnasında ishali olan bebeklere bir ay sonra bir doz aşının daha uygulanması tavsiye edilmektedir. Çocuk felcine karşı toplumsal korunmanın sağlanmasında önemi vardır.
İnaktive ve oral çocuk felci aşılarının birlikte kullanımı
Yapılan çalışmalar,bu hastalığa karşı en iyi korunmanın inaktive ve oral çocuk felci aşılarının ardışık kullanılması ile sağlanabileceğini göstermektedir. Ardışık kullanım önce inaktive ,ardından oral olmak üzere çocuğa farklı zamanlarda her iki aşının da verilmesi prensibine dayanır. Birçok ülkede tercih edilen bu uygulama ;aşılamaya 2,4,6 ya da 2,3,4. Aylarda beşli aşı ile başlanan çocuklara 18. Aydaki hatırlatıcı dozun ağızdan oral aşı şeklinde verilmesi ile gerçekleştirilmektedir. İnaktive ve oral çocuk felci aşılarını ardışık kullanmanın sağladığı en büyük avantaj ,inaktive aşı ile önce bireysel korunmanın sağlanması,daha sonra oral aşı ile toplumsal korunmanın sağlanmasıdır. Böylece çocuk felci hastalığına karşı hem bireyde hem de toplumda çok güçlü ve kalıcı bir bağışıklama sağlanması mümkün olur. Çocuk felci aşılarının her iki çeşidi de ,difteri,tetanos,boğmaca ve diğer çocukluk aşıları ile birlikte ve aynı gün uygulanabilir. Aşı uygulanmasından sonra annelerin bebeklerini emzirmesinde herhangi bir sakınca yoktur. Aşıdan hemen sonra dahi bebeğe mama,süt ve diğer besinler verilebilir,herhangi bir süre kısıtlaması yoktur.
Aşılamanın dünya çapındaki etkileri
Oral ve enjektabl polio aşıları, özellikle de endüstrileşmiş ülkelerde morbiditeyi önemli ölçüde azaltmıştır. Aşılama sayesinde, polio morbidite oranları 1950’lerdeki son büyük salgında 2,700’de 1 iken 1970'lerde 10 milyon’da 1’den aza inmiştir.
Dünya genelindeki yaygın aşılama sayesinde bildirilen poliomyelit olguları anlamlı ölçüde azalmıştır, 1988’de 35,251 olgudan 1994’de 8,635 olguya (%-28) ve 1995’de 6,179 olguya (1994 ile karşılaştırıldığında -%82) düşmüştür. 1995 yılında 150 ülkede poliomyelit olgusu bildirilmemiştir.
1999’da DSÖ’ye üye 51 Avrupa ülkesinden hiçbirinde poliomyelit olgusu bildirilmemiştir. Avrupa’daki son olgu 26 Kasım 1998’de Türkiye’den bildirilmiştir. Avrupa Bölgesi'nde 1980’lerin başında 500’den fazla olgu bildirilirken, 1997’de yalnızca 7 olgu bildirilmiştir.
Fransa’da, tek ithal edilen poliomyelit olgusu 1989’da Fransa’da doğan popülasyon içinde görülmüştür. O zamandan beri, bildirilen diğer tek olgu, 1995 yılında Afrika’ya yaptığı bir geziden dönen yetersiz aşılanmış bir Fransız vatandaşı olmuştur.
Amerika Birleşik Devletleri’nde, ilk polio aşısı 1955’de kullanılmaya başlamıştır. 1951 ve 1954 yılları arasında ortalama 16,316 olgu paralitik poliomyelite yakalanırken yıllık ölüm oranı 1,879 olmuştur. Aşının kullanılmaya başlanmasından sonra polio insidansı önemli ölçüde düşerek 1962’de 1,000 olgudan aza inmiş ve daha sonraki yıllarda 100’ün altında olmuştur. 1994’de, oral aşı için harcanan her dolar direkt medikal harcamalarda 3.40 dolar, indirekt sosyal masraflarda ise 2.74 dolar tasarruf edilmesini sağlamıştır. A.B.D.’de doğan ve orada yaşayan kişiler arasında en son dokümante edilen polio olgusu 1979 yılında olmuştur.
Çin, Kamboçya ve Güney Amerika kıtasındaki son olgular 1996, 1997 ve 1991’de bildirilmiştir. Güney Amerika’daki son enfeksiyon 23 Ağustos 1991’de Peru’dan bildirilmiştir. 1993’de Hollanda’dan Kanada’ya ithal edilen bir olgunun dışında tüm kıtada yabani virüsle bulaşma bildirilmemiştir.
Afrika’da, 1995 yılında 1,512 olgu bildirilmiştir, bu da bir önceki yıla kıyasla %5 azalma anlamına gelmektedir (1,594 olgu). Aynı yıl, Afrika’daki 17 ülkede, adalar ve en güneydeki ülkeler dahil olmak üzere, poliomyelit bildirilmemiştir.
1995’de Doğu Akdeniz bölgesindeki 9 ülkede 738 poliomyelit olgusu bildirilmiştir. Bu, bir önceki yıla göre % 27 azalma anlamına gelmektedir (1,015 olgu) ve 1988’e kıyasla %68 azalma (2,339 olgu) olmuştur.
1995’de Güneydoğu Asya bölgesindeki 7 ülkede 3,398 poliomyelit olgusu bildirilmiştir - 1994’e göre % 33 (5,112 olgu) ve 1988’e göre% 87 (25,711) azalma.
Pasifik bölgesi’nde 1994’deki 700 ve 1988’deki 2,126 olguya kıyasla 1995’de 344 olgu bildirilmiştir bu da sırasıyla % 51 ve % 84 azalma anlamına gelmektedir.
Polio’nun çiçekten sonra aşılama yoluyla tamamen eradike edilen ikinci enfeksiyon olması beklenmektedir. Yeni milenyumun ilk birkaç yılı içinde tamamlanması hedeflenen bu eradikasyon programının ilk fazı, yabani virus suşları ile meydana gelmiş tüm polio olgularının eliminasyonunu içermektedir. Kitlesel polio aşılamasına son vermeden önce, son yabani polio virüsünün izole edilmesinin üzerinden en az üç yıl geçmesi gerekmektedir, bu da 2007 yılından önce olmayacaktır.
Aşılama tarihçesi
Canlı polio aşısının fareye uyarlanan bir virüs suşundan üretilen ilk prototipi 1950 yılında Koprowski tarafından insanda test edilmiştir. Fakat John Enders, Thomas Weller ve Frederick Robbins tarafından geliştirilen doku kültürü tekniğiyle üretilen ilk ticari polio aşısı Jonas Salk aşısıdır. Bu, inaktive virüslerden oluşan enjektabl bir polio aşısıydı. Attenüe viral suşlardan yapılan oral polio aşısı, Albert Sabin aşısı, diğerinden hemen sonra geliştirilmiştir. Gerek Salk gerekse Sabin aşıları kullanım için ruhsat alır almaz yaygın olarak uygulanmaya başladılar .
Pasteur Enstitüsünden Pierre Lépine, Salk aşısıyla aynı tipte bir aşı üretmiştir.
Hastalık
Poliomyelit, oral olarak bulaşan ve etkeni nöropatojen bir virüs olan poliovirüsün yol açtığı akut viral bir enfeksiyondur. Hastalık çeşitli şekillerde kendini gösterir. En sık görülen hafif ve selim formunda genellikle ateşli bir diare epizodu (görülmeyebilir de) (polio enfeksiyonu) vardır, ardından pürülan olmayan bir menenjit (paralitik olmayan poliomyelit), ya da çeşitli kas gruplarını tutan gevşek felç görülebilir (paralitik poliomyelit) gelişebilir. Bu akut gevşek felçler geri dönüşümsüzdür (%10’u ise ölümcül olabilir) ve felç olan bölgede kas atrofisine neden olur.
Güncel epidemiyolojik veriler
Poliomyelit hala Afrika, Güneydoğu Asya, Hindistan yarım adası ve Yakın Doğu’nun bazı bölgelerinde bulunmaktadır.
1996’da, DSÖ’e 3,997 olgu nildirilmiştir.
Mevcut aşılar
Oral aşı, maliyetinin düşük olması nedeniyle, şimdiki eradikasyon kampanyası gibi toplu aşılama kampanyalarında tercih edilen formdur. Bu aşı, bir aşı suşunun yabani virüse dönüşmesi nedeniyle aşı-sonrası felce yol açabilir (1 milyon aşıda 1 olgu). Bu yüzden yabani virüsün görülmediği veya çok nadir görüldüğü ülkelerde, örneğin uzun yıllardır Fransa’da ve son iki yıldır Amerika Birleşik Devletleri’nde, inaktive edilmiş aşı kullanılmaktadır.
Aşılama stratejileri
Polio aşısı tüm küçük çocuklara uygulanmakta ve aşılamanın yaygınlığı olabilecek en yüksek düzeyde sağlanmaya çalışılmaktadır.
Ekonomik etki
CDC’ye göre 1994 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde polio aşısı için harcanan her bir dolar tıbbi harcamalarda 3.40 dolar ve indirekt harcamalarda 2.74 dolar tasarruf anlamına gelmektedir. 1955 ve 1961 yılları arasında Amerika Birleşik Devletleri’nde polio aşısı tek başına tıbbi harcamalarda 327 milyon dolar ve indirekt harcamalarda 6.4 milyar dolar tasarruf sağlamıştır - yani, Salk ve Sabin aşılarının geliştirilmesi için yapılan masrafın (yaklaşık 5.6 milyon dolar) bin katından daha fazla.
DSÖ aşının dünya çapında kullanılması sayesinde 2007 yılına yapılacak toplam tasarrufun aşılama kampanyalarının maliyetini geçeceğini tahmin etmektedir. 2040 yılına kadar, toplam tasarrufun 13.6 milyar doları bulacağı tahmin edilmektedir.
,
Dünya sağlık örgütü Polio broşüründen:
1988’de, beş kıtadaki yaygın endemi sırasında 350,000 çocuk polio nedeniyle felç olmuştur. Polio şimdi yalnızca Sahara’nın güneyindeki Afrika ve Güney Asya’nın bazı bölgelerinde yoğunlaşmıştır. 2005 yılında tüm dünyanın poliodan temizlendiğinin belgelenebilmesi için yoğun çabalar sürdürülmektedir.
Aventis Pasteur, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Uluslar arası Rotary, Hastalıkları Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) ve Birleşmiş Milletler Çocuk Fonu (UNICEF) ile birlikte çalışarak polioya karşı son savaşta destek sağlamaktadır. Aventis Pasteur 1997 ve 1999 yılları arasında Afrika’da kullanılmak üzere 40 milyondan fazla doz oral polio aşısı bağışlamıştır. 2000 yılından itibaren buna ek olarak 50 milyon doz Angola, Liberia, Sierra Leone, Somali ve Güney Sudan’daki Ulusal Aşılama Günleri’nde kullanılmak bağışlanacaktır.
Polio nedir?
Polio bir virüs tarafından oluşturulan çok bulaşıcı bir enfeksiyon hastalığıdır. Sinir sistemini istila ederek kalıcı felçlere veya ölüme neden olabilir. Her yaşta görülebilir fakat başlıca üç yaşın altındaki çocukları etkilemektedir. Polio eradike edilebilecek birkaç hastalıktan biridir çünkü insan vücudunun dışında uzun süre yaşayamaz ve etkili ve ucuz bir aşısı mevcuttur.
Polionun başlıca belirtileri nelerdir?
Başlangıçta pek çok hastalıkta görülebilecek ateş, halsizlik, baş ağrısı, kusma, ense sertliği ve kol ve bacaklarda ağrı gibi hafif belirtiler ortaya çıkar. 200 enfeksiyondan biri genellikle bacaklarda olmak üzere geri dönüşümsüz felce dönüşür. Polio paralizisi gelişen kişilerin yüzde beş ila onu solunum kaslarının felç olması nedeniyle ölmektedir.
Polio nasıl bulaşmaktadır?
Virüs ağız yoluyla vücuda girerek barsaklarda çoğalır Kalabalık olarak yaşanan yerlerde ve hijyen düzeyi yetersiz olduğunda bulaşma oranı çok yüksektir.
Polio nasıl tedavi edilmektedir?
Polio’nın tedavisi bulunmamaktadır. Bakım ve fizik tedavi gibi yöntemlerle etkilenmemiş kaslar güçlendirilerek destekleyici ve semptomatik tedavi yapılır.
Kaç polio olgusu görülmektedir?
1999 yılının sonuna kadar yaklaşık 7,000 polio olgusu bildirilmiştir. Tüm olgular bildirilmediği için, DSÖ 1999 yılında yaklaşık 20,000 olgunun bulunduğunu tahmin etmektedir. Bundan binlerce fazla çocuk virüsle enfekte olmuştur; bu çocuklarda felç ortaya çıkmasa da diğer çocukları enfekte edebilirler.
Polio nasıl eradike edilecektir?
Polio’nun eradikasyonu (henüz polionun temizlendiğine dair sertifikası olmayan ülkelerde) dört temel stratejiye dayanmaktadır.:
1) İlk yıl dört doz oral polio aşısı kullanarak bebeklerin rutin aşılanması;
2) Beş yaşın altındaki milyonlarca çocuğun aşılandığı Ulusal Aşı Günleri;
3) Akut Gevşek Felç (AFP) gözetimi ile yeni felç geçiren tüm çocuklarda felcin nedeninin polio virüsü olup olmadığının araştırılması;
4) Evlerde aşılama (silip-süpürme kampanyaları olarak da bilinir) ile her çocuğun aşılandığından emin olarak bulaşmanın son zincirlerinin de kırılması
Global Polio Eradikasyon Girişimi Nedir?
Global Polio Eradikasyon Girişimi DSÖ, Uluslar arası Rotary, CDC ve UNICEF öncülüğünde başlatılmıştır. Bu koalisyon ulusal yönetimleri, özel vakıfları, gelişme bankalarını, ve Aventis Pasteur’ün de içinde yer aldığı şirket ortaklarını da içermektedir.
Ulusal Aşı Günleri Nedir?
Ulusal Aşı Günleri daha önce aşılanıp aşılanmadığına bakılmaksızın beş yaşın altındaki tüm çocukların aşılandığı toplu aşı kampanyalarıdır. Polio’nun endemik olduğu ülkelerde genellikle en az üç yıl üstüste olmak üzere yılda birden fazla aşılama yapmak gerekir.
Kampanya sırasında neler gerçekleştirilmiştir?
Global Polio Eradikasyon Girişimi’nin başlatılmasından itibaren geçen 12 yılda polio olgularının sayısı yüzde 95 azalmıştır. Aventis Pasteur bu süre içinde diğer ortaklarla birlikte çalışarak milyarlarca doz polio aşısı üretmiş ve dağıtmıştır. Gelişmekte olan dünyadaki üç milyon çocuk polio’ya karşı aşılanma sayesinde bugün felçli olmak yerine yürüyebilmektedir. Hastalığı ortadan kaldırma kampanyalarının önemli maddi katkıları da olmaktadır. Polionun eradikasyonu ile sağlanacak tasarrufun yılda 1.5 milyar$ (1.36 milyar euro) aşacağı tahmin edilmektedir. Bu tasarruflar başka hastalıkların kontrol edilmesi için kullanılabilir.
Bir çocuk bile polio virüsü ile enfekte olursa tüm çocuklar risk altında kalmaya devam eder. Aşılama ve işbirliği sayesinde, her yerdeki çocukları koruyabiliriz. Poliodan arınmış bir dünyaya sahip olabiliriz.