Levha Tektoniği
LEVHA TEKTONİĞİ
Yeryuvarın yapı ve hareketlerini tüm olarak konu edinen Levha Tektoniği (Plate Tectonics) kavramına göre ;Yerin dış kısmını oluşturan 70-100 km. kalınlıkta ve rijit özellikteki Litosfer büyük ve birkaç küçük levhadan meydana gelmekte ve bu levhalar (Plates) Üst Mantonun Litosfere kıyasla daha yumuşak ve kısmen akıcı bir bölgesi olan Astenosfer veya düşük hız zonu üzerinde kaymakta; hareket halinde bulunmaktadır.
Dünyanın katı olan en üst katmanı Litosfer (Taşyuvar), onun en üst kesimi ise Kabuk adı ile bilinir. Litosfer daha altta yeralan Astenosfer üzerinde hareket etmektedir.
Litosferi birbirinden farklı yönlere hareket eden birtakım parçalardan oluşmaktadır. Levha (Plate) adı verilen bu Litosfer parçalarının milyonlarca yıldır süregelen hareketleri kıtaların ve okyanusların oluşmasına ve bu uzun süreçte Dünyamızın şeklinin sürekli olarak değişmesine neden olmuştur. Jeolojinin levhaların hareketlerini inceleyen dalına Levha Tektoniği adı verilmektedir.Aşağıdaki harita bugün dünyamızdaki başlıca levhaları göstermektedir
Genellikle senede birkaç santimetre mertebesinde olan levha hareketleri bilhassa levha sınırları boyunca kayaların sıkışmasına, gerilmesine, kaymasına ve şiddetle deforme olmasına yolaçmaktadır. Bu hareketler sonucunda kayaların belli düzlemler boyunca kırılmasına Faylanma,faylar boyunca biriken enerjinin boşalmasına da Depremadı verilmektedir
Levha tektonigi kuramina gore litosfer olarak adlandirilan yerin ust kismi (kabuk+ust manto) parcalara (levhalara) bolunmustur. Yer icindeki isi kaynagI nedeniyle manto icinde olusan termal konveksiyon hareketleri, yuzeyde bulunan levhalarin hareketinin temel nedenidir. Isinarak yukselen manto malzemesi yukseldikce sogur ve dogal olarak yerin iclerine dogru tekrar batar. Bu konveksiyon hareketi bircok konveksiyon hucresi icinde gelisir. Ancak, levhalarin hareketini saglayan bu olay daha karmasiktir ve litosfere etkiyen cesitli kuvvetlerin kontrolunde meydana gelir. Deprem ve Volkanik hareketin nedeni budur.
Levhaların birbirleriyle etkileşimleri bakımından levha hareketlerini 3 ana başlıkta toplayabiliriz. Uzaklaşma-ayrılma; yakınlaşma-çarpışma; yanal yer değiştirme-sıyırma. Bu hareket türleri, aynı zamanda bu sınırlarda oluşan depremlerin ve volkanik faaliyetlerin niteliklerini de belirler
Uzaklaşan-Ayrılan Levhalar (Divergent Plates)
Birbirinden uzaklaşan levhalar, aralarına astenosferden gelen eriyik kayaçların sızdığı yarıklar oluşturur. Bu eriyik yüzeye çıktıkça katılaşır ve yerkabuğuna eklenir. Astenosfer’den gelen eriyik kuvvet uygulamaya ve böylece levhalar birbirinden ayrılmaya devam eder. Bu ayrılma genelde daha ince olan okyanus tabanında görülür ve Atlas Okyanusu ortasındaki sırt buna çok iyi bir örnektir. Bu ayrılma kıtada meydana gelirse yeni bir okyanus tabanı oluşuyor demektir. Doğu Afrika’daki ayrılma henüz bir deniz oluşması için yeterli değilse de, gidiş o yöndedir. Bu tür ayrılmalar, Astenosfer’den gelen eriyiğin katılaşarak Litosfer’e dönüşmesine ve levhaların büyümesine neden olur.
Uzaklaşan levhalar arasında Litosfer çok ince olduğu için, buralarda büyük depremlere yol açacak enerji birikimleri olmaz. Buradaki depremlerin odakları çoğu zaman yüzeye yakındır.
Yakınlaşan-Çarpışan Levhalar (Convergent Plates)
Levhaların birbirine yaklaşması ve çarpışması ise üç değişik şekilde olabilir:
Okyanusal ve kıtasal levha karşılaşmalarında, daha yoğun olan okyanusal levha (yoğunluğu 2.8 - 3.0 gr/cm3) , kıtasal levhanın (yoğunluğu 2.7 gr/cm3) altına dalar (subduction). Alta dalan kısım derinlere indiğinde ergimeye başlar ve bu magmanın bir kısmı, kıta tarafında yanardağ kümelerinin oluşumuna neden olur. Güney Amerika Levhası’nın altına dalan Nazca Levhası’nın yol açtığı And Dağları buna bir örnektir.
İki okyanusal levhanın karşılaşmasında da, yine bir levha diğerinin altına dalar. Yukarıdakine benzer şekilde yüzeye çıkan magma okyanus tabanında yanardağlar oluşturmaya başlar. Eğer bu aktivite devam ederse, yanardağ okyanus yüzeyini aşabilecek yüksekliğe erişir ve adalar oluşur. Filipinler’deki birçok volkanik ada bu şekilde oluşmuştur.
İki kıtasal levhanın karşılaşmasında ise, genellikle levhalardan hiçbiri diğerinin altına dalmaz. Levhaların arada sıkışan bölümleri yeni dağlar oluşturur. Himalayalar’ın halen süren oluşumu buna iyi bir örnektir.
Yakınlaşan ve çarpışan levhaların sınırlarında oluşan depremler çok değişik derinliklerde ve büyüklüklerde olabilir. Özellikle bir levhanın diğerinin altına daldığı bölgelerde odakları derinlerde büyük depremler oluşur.
Yanal Yer Değiştirme-Sıyırma (Lateral Slipping)
İki levhanın birbirini sıyırarak yer değiştirmesi sırasında Litosfer’de artma veya azalma olmaz. İki levha arasındaki sürtünme çok fazla olduğu için harekete belli bir süre direnç gösterirler. Bu bölgede artan gerilim periyodik büyük depremler ile çözülür. Kuzey Anadolu fay hattı ve Kaliforniya’daki San Andreas fay hattında bu tip levha hareketi gözlenir.
Bu tip levha hareketlerinde oluşan depremlerin odakları çoğunlukla yüzeye yakın veya orta derinliktedir. Sürtünme ve kırılma uzunca bir hat boyunca oluşabileceği için büyük depremler meydana gelebilir
LEVHALAR VE LEVHA TEKTONİĞİ
KARA KÜTLELERİNİN SON 500 MİLYON YILLIK YOLCULUĞU
Antik süperkıtta Pangea ve onun çevresinde görülen ve bugünün Pasifik Okyanusu'nu oluşturacak olan Panthalassa Okyanusu görülmektedir.
Kuzey'de Laurasia isimli bugünkü Kuzey Amerika ve Avrasya Kıtaları'nı içine alan büyük bir kııta, güneyde ise Gondwana isimli ve bugünkü Güney Amerika ile Afrika Kıtaları'nı içine alan ayrı bir kıta mevcuttur. Bu iki antik büyük kıtanın yanı sıra, Hindistan Yarımadasıının, Avustutya'nın, Madagaskarın ve Antartika Kıtası'nın yavaş yavaş şekillendiğini görüyoruz.
Kuzey ve Güney Amerika K?talar? yavaş yavaş diğerlerinden ayrılarak, Atlantik Okyanusu'nun aluşmasına olanak vermişlerdir
Alman Jeofizik Uzmanı Alfred Wegener (1880-1930)' in, ilk defa 1915 yılında yayınladığı bir makalede belirttiği gibi yeryüzündeki kara parçaları 500 milyon yıl kadar evvel birbirlerine yapışık olarak, Pangea ismi ile Güney Kutbu' nda bulunuyordu. Aşağıda 540 milyon yıl öncesinden bu yana, yerkabuğunun geçirdigi evreler görülmektedir.
Dünyanın yaşı 4.6 milyar, guneşin yaşı ise yaklaşık 5.5 milyar yıldır. Güneşin Hidrojen kaynağının 5 milyar yıl sonra tükeneceği tahmin edilmektedir. Dolayısı ile, dünyamızın da en az 5 milyar yıl daha ömrü vardır denilebilir. Yeryüzü kıta coğrafyasının bugünkü şeklini almasi için 540 milyon yıl geçtiği düşünülürse, böyle bir cografyanın, yeryüzünde en az 9 (dokuz) kere degiştiği ve bundan böyle de, en az 9 (dokuz) kere daha şekilden şekile gireceği varsayılabilir. Yerkabuğunu oluşturan okyanus ve katı parçaları (ki bunlara "levha" diyoruz), bir gölün üzerine serpiştirilmiş sallar gibi birbirlerine çarparlar, birbirlerinin altına girerler veya birbirlerine sürtünüp, sıyırarak hareket ederler. Hareket hızları, yılda 3 cm ila 15 cm arasındadir. Arabistan levhası kuzey-kuzeydoğu doğrultusunda yılda 4.5 cm hızla ilerleyerek, Anadolu levhasını devamlı sıkıştırmaktadır.. Türkiye'de meydana gelen depremlerin esas nedeni de, Arabistan levhasının bilinen bu hareketidir.
Kıtalar yavaş yavaş birbirlerinden ayrılıp saat akrebinin ters yönünde ve kuzeye doğru hareket etmektedirler.
Kıtaların birbirinden aynlması gitlikçe belirgin hale gelmektedir.
Kıtalar böylece bugünkü mevcut konumlarına gelmişlerdir. Ancak bu konum da geçicidir.Çünkü kıta hareketteri aynen devam elmektedir. Bugünden 500 milyon yıl sonra, yeryüzünün coğrafyasınıı tanımak mümkün olmayacaktır. Uzay çağının ölçüm teknikleri ile ayağımızın altındaki kıtaların bu inanılmaz hareketinin ileride yepyeni hir dünya coğrafyası oluşturacağı bilinmektedir. Mesala, bunyan I 00 milyon yıl sonra Afrika ve Arabislan llevhalarının hareketleri nedeni ile, Akdeniz , Karadeniz ve Ege. denizi tarihe. karışacak, Afrika ve Anadalu Avrupa ile birleşecektir.
YERKABUĞU SÜREKLİ HAREKET EDER
Derinlik arttıkça sıcaklığı artan yer içinde büyük boyutlu ısı hareketi vardır. Bu hareket, "levha" olrak adlandırılan yeryüzünü kaplayan katı ve kırılgan kabuk parçalarının hareket etmesine neden olmaktadır. Bu hareket sırasında levhalar birbirlerinden koparlar, birbirlerine göre yanal hareket ederler veya birbirlerine çarparlar.
Levha tektoniğinin keşfi ve gelişmesinde depremler önemli rol oynamıştır. Depremler levhaların birbirlerini dokunduğu sınırda oluşan deformasyon ve kırıklarla ilişkili olduğundan deprem dışmerkezleri ( yada merkezüsleri) levha sınırlarını belirler. Şekilde görülen deprem odaklarının belirgin sınırlar boyunca oluşturduğu diziler "Deprem Kuşakları" olarak adlandırılır
OKYANUS ORTASI SIRTLAR VE LEVHA SINIRLARI
Levhaların birbirlerinden uzaklaştığı sınırlarda mağmadan çıkan malzeme sınırın her iki yanındaki levhaları yana doğru iter. Bu olay genellikle okyanus ortası sırtları oluşur. Yanal atımlı hareketle iki levha ortak sınıra paralel olarak hareket ederler. Kuzey Anadolu Fayı ve Kuzey Amerika' daki San Andreas Fayı bu tür yanal atımlı sınırlardır. Levhalar, sınırları boyunca, birbirlerine göre sürekli hareket halindedirler. Levhaların birbirlerine göre yer değiştirme değerleri yılda birkaç santimetreden onlarca santimetreye kadar olabilirler.
OKYANUS ORTASI SIRT
Okyanus ortasındaki açılma nedeiynle Okyanus Levhasının kıta levhası altına dalış hareketi
Yer Kabuğu Hareketinin Şematik Anlatımı
SICAK NOKTALAR (HOT SPOTS)
Sıcak Noktalar (Hotspots)
Depremlerin ve volkanik aktivitenin büyük bir kısmı levha sınırları çevresinde oluşur. Ancak volkanik kökenli olan Hawaii ve çevresindeki adalar örneğinde olduğu gibi levha sınırlarına çok uzak volkanik oluşumlar da vardır. Bunlar mantoda sıcaklığı çok yüksek olan ve bu nedenle sıcak nokta adı verilen küçük bölgelerden yerkabuğu dışına kadar yükselen magma etkisiyle oluşur. Levhalar hareketli ama sıcak noktalar sabit olduğu için sıra sıra yanardağlar veya yanardağ adaları ortaya çıkar.