SELMA ERDAL
Beyin Günü imiş 22 Temmuz
Hani şu Doğu Felsefesi'ne pek meraklı olan entel-dantel halkımızın çok iyi tanıdığı Robin Sharma var ya... İşte bakın ne demiş o "ünlü" düşünür?...
Ordinary people have big tvs. Extraordinary people have big libraries...
Türkçesi ile değerli okur "Sıradan halk büyük televizyon edinir. Sıradışı halk büyük kitaplık/kütüphane edinir " demiş.
Sharma denen adam ne güzel demiş, hem de ne kadar doğru demiş.
Çünkü...
Kitapsız bir benlik; benzinsiz bir araç gibidir.
Benzinsiz bir araç nasıl ki trafiğe çıkamaz.
Donanımsız beyin de hiç bir dönemde gerçek bilgiye ulaşamaz, akıl savaşlarını kazanamaz. Ancak toplumsal ilişkilerde; "cahil cesaretiyle" yalnızca ona, buna bulaşır. Bilgisizliğini sergiler.
Ve onlar...
GEÇMİŞİNİ BİLMEYEN, BUGÜNÜNÜ YORUMLAYAMAYAN, YARININI ÖNGÖREMEYEN DOGMATİK BEYİN(SİZ)LER; ÜLKEYİ BATAKLIKLARA ÇEKMEYE ÇALIŞANLARA BİLİNÇSİZCE DESTEK VERİR...VERİR DE... BİR DE NE YAPTIĞININ, KİMİN DEĞİRMENİNE SU TAŞIDIĞININ AYIRDINA VARMAKTAN ACİZ; "SÖZDE" DEMOKRASİ DEĞER YARGILARI ADINA; TÜRKÜN ÜLKESİNİ, TÜRK ULUSUNU SAVUNANLARA HAYASIZCA SALDIRIR.
Kitaptan ve kitaplıklardan söze girmişken önemli bir güne değinelim; Dünya Beyin Günü'ne...
Bilindiği gibi 22 Temmuz DÜNYA BEYİN GÜNÜ...
Bu günü kutlayabilmek için, elbette ki beyin sahibi olmalı kişi ve onu korumalı... Bunun için de ne yapmalı?...
Öncelikle eline kitap almalı; okumalı, okumalı ve okumalı!...
Ve...
Bugünün anlam ve önemi bağlamında; kuşkusuz bir kaç söz daha etmeli...
"Bu dünyada insan denilen varlık; ne yazık ki teninin rengiyle orantılı olarak değerli...
Cortex'inin genişliği kadar zeki... Annesinin aklı kadar, akıllı..."
Kim mi demiş bunları?... Ben dedim, bendeniz dedim... Neden mi dedim?...
Bunca yıldır; akademik kitaplardan edindiğim bilimsel bilgi bağlamında özümsediklerimi dile getirmek istedim. Çünkü günlük yaşamımızda karşılaştığımız beyin-siz-lerin hadlerini aşan sözler söyleyip, akıl dışı davranışlar sergilediklerini gördükçe... Bu sözleri söylemeden edemedim.
Çünkü kentli kültürünü edinememek, dolayısıyla kentlileşememek... Toplumsal yaşam kalıplarına uyamamak, dolayısıyla toplumsallaşamamak... Son aşamada da çağdaş yaşam koşullarına uygun yaşamayı öğrenememek, becerememek, dolayısıyla uygarlaşamamak yeteneksizliğini gösterenler...
Onların beyin-siz-ce davranışlar sergilediklerini izledikçe, gözlemledikçe; başka ne denebilir ki bu tutum ve davranışlar karşısında?...
Oysa Türkler için derler ki...
Türk; girdiği kabın şeklini alır...
Bir başka deyişle; Türk asimile olur, bulunduğu topluma uyum sağlar, o toplumun normlarına, kurallarına göre yaşar.
Oysa öyle kişilerle karşılaşıyoruz ki gündelik yaşamda... Görgüsüzlük, saygısızlık, yaşamsal cehalet; iliklerine kadar işlemiş, özlerine, bedenlerine ve ruhlarına yerleşmiş.
Durum böyle olunca istemeden de olsa onları ötekileştirip; 22 Temmuz Dünya Beyin Günü'ne değer verenlerle karşılaştırdıkça... Bunlar insan olabilir mi acaba diye sorgulamadan edemiyoruz. Yalnızca sosyo-ekonomik değil, sosyo-kültürel anlamda da gelişmiş bir toplumsal yapıya biz acaba hangi yüzyılda ulaşacağız diye merakla bekliyoruz. Böylelerinin nesli tükenince mi?...