Kulak Çınlaması

Kulak çınlaması, birbirinden çok farklı sebeplerden, farklı rahatsızlıklardan kaynaklanabiliyor. Hatta kulaktaki kir bile, rahatsız edici bir çınlamaya yol açabiliyor. Prof. Dr. Öncel Koca, kulak çınlamasının kalıcı olabileceğini ifade ediyor. Bunun için rahatsızlığı net tarif edebilmek ve tedaviye ulaşmak önem taşıyor. Birileri, bir yerlerde bizi anıyorsa kulağımız çınlar… Çınlama sağ kulaktaysa iyi anıyorlar, sol kulaktaysa kötü anıyorlar demektir. Onun dışında kulak çınlamasının birçoğumuz için pek bir önemi yoktur. Bazılarımız hayatları boyunca kulaklarının hiç çınlamadığını söyler. Zaten o tiz ve kısa süren ses, akılda tutulacak kadar önemli de değildir. Peki, bu sesi günlerce ya da sürekli duysanız ve bazen şiddeti çok yüksek olsa ne yapardınız? Tıpta adına ‘tinitus’ denilen kulak çınlaması, birçoğumuzun bildiğinin aksine, insan sağlığını etkileyen ve tedavi edilmediğinde geçmeyen bir rahatsızlıktır. Çınlamayı “işitsel serap” ve “olmayan bir sesi duymak” olarak tanımlayan Kulak Burun ve Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Öncel Koca, bu rahatsızlığı anlayabilmek için öncelikle işitme organının yani kulağın yapısının bilinmesi gerektiğini belirtiyor ve şunları söylüyor: “Kulağın üç parçası vardır. İlki dış kulak yoludur. Bu bölümün kulak açısından fazla özelliği yoktur. Gelen ses buradan kulak zarına doğru yönlenmeye başlar. Orta kulakta, zara bağlı çekiç, örs ve üzengi vardır. Vücutta bulunan en küçük kemik olan üzengi buradadır. Bu üçü birbirine bağlıdır. Zara çarpan ses dalgaları titreşir ve daha sonra bu titreşim, daha da büyütülür. Çekiç, örs ve üzengide çok büyük bir kaldıraç sistemi vardır. Bu kaldıraç sistemi gelen sesi daha da artırarak, üzengi vasıtasıyla iç kulağa ulaştırır. İç kulak vücudumuzdaki en sert kemiklerden bir tanesine sahiptir. Bu kemik salyangozdur. Kulağın en karışık yeri iç kulaktır.” Prof. Dr. Öncel Koca, kulak çınlamasının kalıcı olabileceğini ifade ediyor. Bunun için rahatsızlığı net tarif edebilmek ve tedaviye ulaşmak önem taşıyor. SESLERİN KÖKENLERİ FARKLI Kulak çınlamasının farklı sebeplerden dolayı ortaya çıkabileceğini ve kulaktaki bir kirin bile çınlamaya neden olabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Öncel Koca, hastaların kulaklarındaki sesleri tarif ederken çok farklı şeyler dile getirdiklerini ve bu söylenenlerin de aslında çınlamanın hangi frekansa uygun olduğu konusunda hekimlere ipuçları verdiğini belirtiyor. Kulak çınlamasında kastedilen sesin genellikle tiz olduğunu, hastaların bir kısmının da rüzgar ya da makine sesi duyduklarını ifade eden Prof. Dr. Öncel Koca, bu seslerin hepsinin kökenlerinin farklı olabileceğini belirtiyor. Prof. Dr. Koca, bazı hastaların “Kulağımda kalbimin sesini duyuyorum” ifadesini kullandıklarını, bunun nedeninin ise en büyük atardamarın kulağın hemen yanından geçmesi olduğunu söylüyor. Bu hastalığa tanı konulurken yaşanan en büyük sıkıntının; çınlamayı objektif hâle getirmek olduğunu belirten Prof. Dr. Öncel Koca, “Hasta ‘Kulağımda çınlama ya da uğultu var’ dediğinde bunu örnekleyip, insanlara dinletebilmek mümkün değil. Ama hastaya çınlamasını tarif ettiriyoruz. Bu konuda elimizde çok iyi bir ses aparatı var. Hastaya diyoruz ki ‘Bu frekanslara yakın mı bu ses?’, ‘Daha mı kalın, yoksa daha mı ince?’ veya ‘Daha mı hışırtılı?’… Burada karşılaştırma yapıyoruz. Sonra şiddetini ayarlıyoruz ve öğreniyoruz. Hasta diyor ki, ‘Evet, benim kulağımda duyduğum ses bu’… Bu bize tedavi yöntemi konusunda bir parça bilgi veriyor. Teknoloji geliştikçe, böyle çözüm bulunamayan hastalıklara önerilen değişik birtakım teknolojik ürünler ortaya çıkıyor” diye devam ediyor. SORUN SADECE KULAK DEĞİL Kulak çınlamasının toplumda sık rastlanan bir şey olduğunu ve birçok insanın, hastalığıyla ilgili hekime başvurma gereği duymadığını söyleyen Prof. Dr. Öncel Koca, kişinin fiziksel yapısından kaynaklanan hadiseler nedeniyle de çınlamanın olabileceğini belirtiyor. Yani sadece kulağa odaklanmamak gerekiyor. Bazı sistemik hastalıkların da çınlamaya neden olabileceğini ifade eden Prof. Dr. Öncel Koca, hipertansiyonu olan kişilerde tansiyonun yükselmesi durumunda kulaklarda uğultu oluşabileceğini söylüyor. Prof. Dr. Koca, boyun omurlarında problem olan insanların da ‘Başımı her oynattığımda kulağımın içinde gümbür gümbür bir şeyler oluyor’ şikayetiyle geldiklerini söylüyor. Kulağınız çınlıyor ve bunun için hekime başvuruyorsunuz. Peki, yapılacak işlemler neler? Prof. Dr. Öncel Koca bunları şöyle sıralıyor: “Öncelikle kulağın içerisinde kir olup olmadığına bakılır. Ardından kulak zarının sağlamlığı kontrol edilir. En sonunda ‘odiyometri’ denilen işitme testi sayesinde, hastada işitme kaybının olup olmadığı kontrol edilir. Bunlarla ilgili sorun yoksa, hastaya kulağındaki çınlamanın geçeceğinin sözünü verebiliriz. Artık çınlamayı ölçebiliyoruz. İç kulağın mekanizmalarını ölçen bir alet var. Bu alet çınlama tedavisinde işe yarayabiliyor.” Kanıta dayalı tıbbın, yani hastayı tanımayı önemseyen yöntemin moda haline geldiğine dikkat çeken Prof. Dr. Öncel Koca, kendilerinin de başvuran hastalara, özel yaşamlarıyla ilgili bazı sorular yöneltiklerini belirtiyor. Huzurlu musunuz? Çınlama en çok nerede başınıza geliyor? Günün her saati mi çınlıyor yoksa gece yatarken mi daha çok çınlıyor? İşte mi çınlıyor ya da sokaktayken mi? Bu gibi sorular, hastayla yapılan görüşme esnasında daha da çoğaltılabilir. Prof. Dr. Öncel Koca, çınlama şikayetiyle başvuran insanlarda, çoğunlukla somut bir problemden bahsedilebileceğinin altını çiziyor. Onun dışında, dünyada kulağı hiç çınlamayan insan yok ve herkesin kulağı yaşamı boyunca en az bir kere çınlıyor. IRSİ BİR YÖN YOK Çınlamanın genetik yönünün olmadığını, sadece buna sebep olabilecek hastalıkların ırsi olabileceğini söyleyen Prof. Dr. Öncel Koca, bu konuda kulak kemiklerinin kireçlenmesini örnek veriyor. Bu rahatsızlıkta bir takım ailevi eğilimlerden bahsedilebileceğini belirten Prof. Dr. Koca, tansiyon ve kolesterol yüksekliğini de sözlerine ekliyor. Çünkü bu iki rahatsızlığın da ırsi yönü var ve bunların yarattığı bazı hadiseler sonucunda kulak çınlaması ortaya çıkabiliyor. Özellikle kolesterol damar sertliği yaptığında iç kulaktaki damarlarda da sertlik oluyor. Böylece kulaktaki sesin algılama merkezleri iyi çalışmıyor ve var olan çınlama bu yüzden daha rahatsız edici hâle geliyor. Kulak çınlamasının kalıcı olabileceğini ifade eden Prof. Dr. Öncel Koca, şunları söylüyor: “Bu durumun meydana gelmemesi için diğer bütün faktörleri ortadan kaldırmak gerekir. Bu aşamadan sonra geriye bir takım oyuncaklar kalıyor. Bir konuda çözüm için birden fazla öneriniz varsa, bilin ki o konuda çözüme çok uzaksınızdır. Yani günümüzde o kadar çok teknolojik alet var ki, ‘mucizeyi ulduk’ denilerek lanse ediliyorlar. Ama bilimsel anlamda hepsinin yüzde yüz sonucu yok.” Korkuları, gerginlikleri, heyecanları üreten ve beynin ortasında bulunan limbik sistemin çok aktif olduğu insanlarda kulak çınlamasının daha rahatsız edici olduğunu belirten Prof. Dr. Öncel Koca, bu insanların hassas kişilik yapısına sahip olduklarını söylüyor. Prof. Dr. Koca’nın bu yapıdaki hastalara çınlama konusunda tanı koyarken yönelttiği sorulardan bazıları ise şöyle: “Türk filmi seyrederken ağlıyor musunuz?”, “Sokakta kötü durumda bir hayvan gördüğünüzde yardım ediyor musunuz?”, “Televizyondaki haberleri izlerken kendinizden geçip, kahroluyor musunuz?”… Çınlama yüzünden çoğunlukla insanları yıldıran, çıldırtan ve hayata karşı ümitsizleştiren bir tablo ortaya çıkabildiğini ifade eden Prof. Dr. Öncel Koca, insanların bazen çaresiz kaldıklarında sanki ses dışarıdan geliyormuş gibi kulaklarını kapattıklarını belirtiyor. Yani çınlama kulaktan ya da vücudun içindeki başka bir organdan kaynaklanıyor ve biz sanki dışarıdan gelen bir şeyi engellemek istermiş gibi ellerimizi kulaklarımıza götürüyoruz. Kulağınız nasıl çınlıyor ? •Kulağı çınlayan insanların en çok geceleri rahatsız olduklarını ifade eden Prof. Dr. Öncel Koca, karanlıkta ve sessiz ortamda çınlamanın daha çok issedildiğini belirtiyor. İnsanların geceleri rahat uyuyabilmeleri için birtakım aletlerin olduğunu ve bunların genellikle çınlamayı maskelediklerini söyleyen Prof. Dr. Koca, bu aletlere örnek olarak yumuşak lazerleri veriyor. Bunların insan sesini diğer seslerden ayırt edebildiklerini yani selektif seçebildiklerini ifade eden Prof. Dr. Koca, kulağı çınlayan insanlar için el kitabı bile yazıldığını söylüyor. •Kulak kireçlenmesi diye bir şeyin söz konusu olamayacağını, sadece kulak kemiğinin kireçlenebileceğini söyleyen Prof. Dr. Öncel Koca, “Kemiklerde kireçlenme olabilir ve bu da kulak çınlamasına neden olabilir. İşitme testi, basınç testi ve reflekslere bakılarak tanı konulabilir. Çoğunlukla burada çözüm cerrahidir” diyor. Çocukların yüksek sesle müzik dinlemesinin tehlikeli olduğunu, bu nedenle kronik akustik travma denilen bir rahatsızlığın ortaya çıkabileceğini belirten Prof. Dr. Koca, sürekli kulaklıkla ve yüksek sesle müzik dinlemenin iç kulağı tamamen yıprattığını ve sağırlığa neden olabildiğini ifade ediyor.
Benzer Videolar