Kim Basinger

“ Oyunculuk hakkında ne biliyorsam aslında Stanislavsky’e borçluyum. Ama ben olabildiğince ismini anmaktan kaçınırım. Çünkü buna cesaret edemem. ” Belki onun hikayesi Hollywood’un klasik aktris hikayelerine benziyor olabilir, diğer utangaç ve biraz da aptal olan sarışın güzeller gibi modellikten gelmiş de olabilir.. Ama şurası bir gerçek ki o sansasyonel hayatına rağmen bir dönemin en gözde oyuncularından biriydi. Kimileri bu başarısını vücudunu cömertçe sergilemesine bağladı, ama o bu tür eleştirilere hiç kulak asmadı.. Ve sonunda yeteneğinin herkes tarafından kabul edileceği filmine kavuştu: “ L.A.Confidential ” (Los Angeles Sırları). Bu filmdeki rolüyle Altın Küre ve En İyi Yardımcı Kadın Oscarını kazanan Basinger, şu sıralar mesleğinde ikinci baharını yaşıyor. Bir zamanlar magazin dergilerine verdiği cesur pozlarla günde yaklaşık olarak 1000 dolar kazanan ve 47 yaşına girmesine rağmen güzelliğinden hiçbir şey kaybetmeyen aktris, şimdilerde film başına 7 milyon dolardan aşağıya imza atmıyor. 1953 yılında Yunanistan’ın Atina şehrinde dünyaya gelen Kim Basinger, o zamanlar gelecekteki hayatının, modellikten müzisyenliğe, oradan da oyunculuğa akan hızlı bir tempoda geçeceğini sezinleyebiliyordu. Chicago Konservatuarı’nda müzik eğitimi gördükten sonra caz yapan çılgın müzisyen bir baba ile uzun süre modellik yapan ve bir de yüzme şampiyonluğu bulunan bir annenin beş çocuğundan ortancası olan Basinger, doğduğu andan itibaren kendini çok hızlı bir hayatın içerisinde buldu. Her ne kadar çocukluğunda çok utangaç bir kız olsa da, daha o zamanlarda bile babasına ileride çok büyük bir oyuncu olacağını söylermiş. Babasına nazaran daha çok annesinin izinden giden Basinger, lisedeyken ilk önceleri dalgıçlığa, daha sonrasında dansa ve en sonunda da jimnastiğe ilgi duymuş. 16 yaşına geldiğinde okulun korosunda şarkı söylemeye başlayan küçük yetenek, doğduğu yerin Bayan Georgia’sı seçilmiş. O zamanlarda en sevdiği şarkının My Fair Lady olduğunu söyleyen Kim Basinger, unvanını ulusal platforma taşımak için New York’ta düzenlenen güzellik yarışmasına katılmış. New York’tayken o dönemin ünlü model menajerlerinden biri olan Eileen Ford ile tanışmış. Böylelikle yaşamında yeni bir sayfa açılan Basinger, Ford Modellik Ajansı’nda mankenlik yapmaya başlamış. Ve kısa bir süre sonra dergilerde, ki bunlara Playboy da dahil, boy boy fotoğrafları yer alan gözde bir model olmuş. Rastlantılar sonucunda bir anda kendini Amerika rüyasının içerisinde bulan Kim Basinger, modellik hayatının pek de göründüğü gibi rahat geçmediğini ve aslında Amerika’nın gerçek yüzünü en belirgin şekilde ilk olarak bu sıralarda gördüğünü vurguluyor: “ Bulunduğum çevreye hiçbir zaman ısınamamıştım. Oradaki insanlardan hiç hoşlanmamıştım. Sonra kendime burası bana göre değil dedim ve oradan kurtulmanın yollarını aramaya başladım. Tabii dışarıdaki insanlar hiçbir zaman Kim Basinger’ın gerçek yüzünü görmediler.. Görmek de istemediler. ” 70’li yıllarla birlikte ünü giderek tüm Amerika’ya yayılan Basinger, özellikle bu yıllarda belirginleşen oyunculuk hayallerini gerçekleştirmenin yollarını aradı. Hatta bunun için prestijli okullardan biri olan Neighborhood Oyun Evi’nde oyunculuk eğitimi aldı. Geceleri de Greenwich Village’daki kulüplerdekendi başına gösteriler düzenledi. Zor koşullar altında çalışmasının oyunculuğuna çok büyük etkisi olduğunu düşünen Basinger, özellikle her kadının oynayamayacağı rolleri kolaylıkla çıkarmasında bunun önemli bir payı olduğunu belirtiyor. 1976 yılında Los Angeles’a taşınan aktris, bir yolunu bulup “ Chalie’s Angels ” ( Charlie’nin Melekleri ) ve “ The Six Million Dollar Man ” ( Altı Milyonluk Adam ) adlı dizilerde rol kaptı. Ertesi yıl bir polis dramı olan “ Cat and Dog ” adlı dizide ilk ciddi rolünü kazanan aktris, daha sonra NBC’nin “Katie: Portrait of a Centerfold” talihsiz bir güzellik kraliçesini canlandırdı. Ardından birkaç dizide daha görünen yıldız, Playboy’a sekiz sayfa poz vererek büyük sansasyon yarattı. Belki de bu sayede Hollywood yapımcılarına kendini kolay yollu kabul ettireceğini düşünen Basinger haksız da sayılmazdı. Bu olayın hemen ardından yığınla film teklifleri alan aktris, ilk sinema deneyimini Sean Connery’nin “ Never Say Never Again ” adlı Bond filminde bir Bond kızını canlandırdı. Ardından dünyaca ünlü yönetmen François Truffaut’nun “ The Man Who Loved Women ” adlı filminin Blake Edwards tarafından yapılan yeni versiyonunda Burt Reynolds ile birlikte rol aldı. Dönemin bir diğer seks sembolü hiç şüphesiz Robert Redford’tu. Basinger ve Redford ikilisinin buluştuğu “ The Natural ” ( 1984 ) filmi de kaçınılmaz olarak oldukça sıcak bir film oldu. 1986 yılının box-office listelerinde uzun süre bir numarada kalan filmi “ Nine ½ Weeks ”, Basinger için bir dönüm noktası niteliği taşıyordu. Mickey Rourke ile birlikte bol ateşli pozlar içeren bu filmin ardından Hollywood simalarında mertebesini yükselten aktris, sinemaya üç yıl ara verdi. Verdiği cüretkar pozlarla zaten ihtiyacı olduğundan daha fazla kazanabilen Basinger, 1989 yılında “ Batman ” ile bomba gibi bir dönüş yaptı. Bu sıralarda ünlü rock yıldızı Prince ile birlikte olduğu yolunda dedikodular yükselen yıldız, Michael Keaton ve Jack Nicholson gibi aktörlerin de yer aldığı “ Batman ”in büyük başarısı sayesinde bu söylentileri unutturdu. 1989 yılında doğduğu yer olan Georgia’da 20 milyon dolara bir banka satın alan Basinger, bankanın iflas etmesiyle birlikte mal varlığının büyük bir kısmını kaybetti. Zorlu bir döneme giren aktris, bir yandan bellini doğrulturken bir yandan uzun süredir birlikte olduğu aktör Alec Baldwin ile sürpriz bir şekilde evlendi. 1991 yılına yeni bir Basinger olarak merhaba diyen aktris, aynı yıl “ The Marying Man ” adlı filmde rol aldı. 1995 yılında bir kız çocuğu dünyaya getiren Basinger, sinemaya uzun bir süre ara vererek kocası ve çocuğuyla mutlu bir aile hayatı yaşadı. Sinemaya 1997 yapımı “ L.A. Confidential ” ile yeniden dönen, arada geçen süre içerisinde o kadar çok büyülü ekrana hasret kalmış ki, gösterdiği üstün performans ile Altın Küre ve En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Oscarını kazandı. Bu filmle yeteneği herkes tarafından tescillenen Basinger, 3 yıllık bir süre için yeniden evine kapanmayı tercih etti. 2000 yılında başrolünü Vincent Perez ile birlikte paylaştığı “ I Dreamed of Africa ” ile yeniden aramıza dönen aktris, bu filmin hemen ardından “ Kutsanmış Çocuk ” adlı filmde boy gösterdi. Basinger son olarak " 8 Mile"da Eminem'in annesini oynadı.
Benzer Videolar