Korkutucu Bir Tablo Erken Menopoz!
40 yaşın altında görülen menopoz böyle adlandırılıyor. Ne yazık ki yaş aralığı son yıllarda 18-20’ye kadar inmiş görünüyor. Çevre kirliliğinin artması, sigara kullanımı, aşırı stres bu durumun görülme sıklığını artırıyor. Acıbadem Maslak Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği’nden Prof. Dr. Tansu Küçük, yapılması gerekenleri anlatıyor.
Dünyanın diğer bölgelerinde kadınların menopoza girme yaşı ortalama 50-51 iken, bu durum ülkemizde birkaç yıl daha erken gerçekleşiyor. Erken menopoz ise 40 yaşından önce girilen menopoz olarak tanımlanıyor. Bilindiği üzere yumurtalıkların iki fonksiyonu var; östrojen ve yumurta üretmek. Menopoz ise östrojen hormonunun bitimiyle ortaya çıkıyor. Her 100 kadından üçünde görülen ve nedeni çoğunlukla bilinmeyen erken menopozda ilaca ek olarak psikolojik tedavi de uygulanıyor...
Erken menopoz tablosu nasıl oluşur? Sebepleri neler?
Her kız çocuğu annesinden doğduğu gün belli bir sayıda yumurta ile doğar. Biyolojik çeyiz de denebilecek bu yumurtalar yıllar içinde kullanılır ve nihayet biter. Menopoz, son adet kanamasına verilen isimdir. Doğal menopozun ortalama zamanı ülkemiz istatistiklerine göre 48 yaştır. 40 yaşın altındaki erken menopozun nedenleri ise şunlar olabilir: Ailede erken menopoz öyküsü olması, sık yumurtalık ameliyatları (çikolata kisti gibi), kromozomal bazı hastalıklar (Turner sendromu, Frajil X sendromu gibi), enzim eksiklikleri (Galaktozemi, Talassemi major, Hemokromatozis), kemoterapi ya da radyoterapi tedavisi, enfeksiyonlar (kabakulak, zona, sitomegalovirus), otoimmün hastalıklar ve epilepsi.
Yaş aralığı kaçtır?
Belirttiğim gibi erken menopoz 40 yaşından önce olan menopozdur ancak her yaşta da ortaya çıkabilir, hatta ergenlik ve adet kanamaları başlamadan 18-20 yaşında bile menopoz olabilir.
Bu yaş aralığı son yıllarda geriledi mi? Neden sizce bu sorunla çok daha sık karşılaşıyoruz?
20’li yaşlarda görülme olasılığı 10 bin kadında bir, 30’lu yaşlarda görülme olasılığı 1000 kadında bir, 40 yaşında görülme olasılığı ise 100 kadında birdir. Ülkemizde doğal menopoz yaşı zaten üç yıl daha erken olduğu için erken menopozlu olguların da biraz daha yüksek olması beklenen bir durumdur. Özellikle talassemi denen kan hastalığının daha sık olduğu Akdeniz bölgemizde ve Kıbrıs’ta erken menopoz olgularının daha sık olması sürpriz değildir. Bu konuda ülkemizde sağlıklı bir istatistiksel veri olmasa da, modern yaşamın olumsuz getirisi olan çevre kirliliğinin artması, sigara kullanımı ve aşırı stres nedeniyle erken menopozun görülme sıklığının artması zaten beklenen bir sonuçtur.
Bu durumun semptomları neler?
Hangi durumlarda şüphelenmek gerekiyor? Normalde adet döngüsü ortalama 28 günde bir olur. Adet döngüsünün 22 günden daha sık olması genellikle yumurtalık rezervinin azaldığına işaret eder. FSH hormon yüksekliği tespit edilirse hastanın durumuna uygun üreme ve doğurganlığın korunması seçeneklerinin acilen anlatılması ve yapılması gerekir. Bu bulgular ortaya çıktığında zaten üreme döneminin sonuna gelinmiş demektir. Önemli olan bu bulgular ortaya çıkmadan, özellikle yukarıda listelenen risk gruplarında önlem almaktır. Her şey normal iken menopozun yaklaştığını düşündürecek bulgulardan biri AMH (Anti Müllerian Hormon) düzeyinin azalması olabilir. Yumurta rezervini ölçecek testlerden biri de adet sırasında yapılan ultrasonografi ile küçük yumurta sayımı ve yumurtalık hacim hesaplanmasıdır.
Tedavi sürecinden bahseder misiniz?
Hastanın yaşına ve sosyal-medeni durumuna göre uygun olan doğurganlık koruma önerilerini acilen uygulamayı öneriyorum. Burada seçenekler üç tane: Embriyo, yumurta ya da yumurtalık dokusu dondurmak. Embriyo dondurma tüp bebek işlemi ile aynıdır. Sadece elde edilen embriyolar anneye verilmek yerine dondurularak azot tanklarında saklanır. Adet kanaması ile birlikte başlayan ilaç tedavisi çok sayıda yumurtayı büyütür, 10 gün kadar sonra yumurtalar alınır. Alınan yumurtalar eşin spermi ile döllenir ve ertesi gün dondurularak sıvı azot tanklarında saklanır. Yumurta dondurmada da yine adet kanaması ile tedaviye başlanır. 10 gün kadar sonra yumurtalar alınır ama bu defa döllenmeden dondurulur ve saklanır.
Yumurtalık dokusu dondurma işlemi nasıl yapılıyor?
Bu işlem için laparoskopi yapılarak iki yumurtalıktan sadece biri ya da onun da yarısı vücut dışına çıkartılır. İstenmeyen dokular temizlenerek ayrılır ve kalan yumurtalık dokusu küçük, ince şeritler halinde kesilir. Hazırlanan dondurma tüplerine 2-3 şerit konarak yavaş dondurma tekniği ile dondurulur. Bu dokular yıllarca saklanabilir ve zamanı geldiğinde istenen sayıda tüp azot tankından çıkarılarak çözdürülür ve kullanılır. Menopoza giren hastalarda bu şeritlerden bir veya birkaç tanesi vücutta kalan yumurtalığın üstüne yama şeklinde dikilir. Bir-iki ay içinde hasta tekrar adet görmeye ve yumurtlamaya başlayarak doğal yollardan gebe kalır. Yama yapılan her bir yumurtalık dokusu parçası 1,5-2 yıl boyunca aktivitesini sürdürür. Dondurulan dokular tükeninceye kadar hastanın vücudunun başka yerlerine de konarak (kol derisi gibi, heterotopik transplantasyon) menopozu ertelenmiş olur.
Yumurta dondurma işlemini biraz açar mısınız?
Nasıl, nerede yapılıyor? Evli olmayan hastalarda yakın zamana kadar umut bağlamaya değecek başarısı olan bir seçenek yoktu. Eskiden beri kullanılan yavaş dondurma yöntemi ile dondurulan her 100 yumurtadan sadece 5 bebek doğabiliyordu. Ancak son 2 yıldaki gelişmelerle yumurta hücresi camlaştırma (vitrifikasyon) tekniği ile dondurulup ve zamanı gelip çözdürüldüğünde yüzde 95’e varan oranda canlı hücre elde edilebiliyor, gebelik ve doğum oranı taze kullanılan yumurtalardaki başarıya eşitleniyor. İstatistikler bir kadına taze yumurta kullanıldığındaki gebelik şansını vermek için 10-12 adet yumurta dondurulması gerektiğini göstermektedir. Kryotop ve kryoleaf denen yeni taşıyıcılarla dondurulmuş yumurtalar istendiği sürece sağlıklı şekilde saklanabiliyor ve çözüldüğünde normal ve canlı bebek doğumunu sağlayabiliyor.
Erken menopoz oluşmaması için alınabilecek önlemler
Erken menopoz çoğu durumda maalesef engellenemez ve belirtiler ortaya çıktığında kritik sınıra dek gelinmiştir. Bu nedenle riskli kişilerin çok daha öncesinden değerlendirilmesi uygun bir yaklaşımdır. Ve işte Prof. Dr. Tansu Küçük’ün önerileri:
● Doğurganlık koruma yöntemleri ile ilgili bir uzmanla acilen görüşün.
● Sigara ve alkolden uzak durun.
● Zararlı olduğu bilinen kimyasal maddelerden kaçının, gerekirse iş ya da meslek değiştirin.
● Sıfır beden ya da obez olmayın (Vücut kitle indeksinizi 18-30 arasında tutmaya çalışın).
● Spora hayatınızda yer verin.
● ORAC’ı (Oksijen radikali emme kapasitesi) yüksek antioksidan besinleri mutlaka tüketin.
● Koenzim-Q 10, arı sütü gibi antioksidan ilaç destekleri alın.
● Hormon tedavisi seçeneklerini doktorunuza danışın.
● Kalsiyum yönünden zengin beslenin.
● Güneşlenin, D vitamini aktivasyonuna yardımcı olun.
Cosmopolitan/Elif Nazlı Duran