Gebelik Sonrası Depresyon
Neler oluyor bana?
Bebeğinizi kucağınıza almak için 9 ay beklediniz. Uzun, zor ve zahmetli hamilelik sürecinde, hep bu anı düşlediniz. Minik bebeğiniz doğacak, kucağınıza alacaksınız, kokusunu duyacak, öpmeye kıyamayacaksınız. Tam da hayal ettiğiniz gibi oldu. Ama sanki hayal edilmeyen bir şeyler var gibi... Mutlu olmanız gereken bu günlerde içinizde kötü bir his: sıkılıyorsunuz, ağlamak istiyorsunuz, gözleriniz sık sık doluyor, biri bir şey söylese hüngür hüngür ağlayacaksınız. Kendinizi şaşkın ve çaresiz hissediyorsunuz ama neden böyle olduğunu da tahmin edemiyorsunuz. Bende mi bir gariplik var diye düşünüyorsunuz? Bu sık sık hissettiğiniz yorgunluk, sanki minik bebeğinize bir şey olacakmış gibi garip düşünceler, acaba yeterince bakamıyor muyum? sorusunun aklınızdan hiç silinmemesi... Şimdilik endişelenmeyin. Çünkü normal bir süreç yaşıyorsunuz.
Doğum sonrası Hüzün sık yaşanan bir durum
Bu kaygıların, sıkıntıların yeni doğum yapmış annelerin başına geldiğini bilmelisiniz. Bilimsel adıyla "Doğum Sonrası Hüzün"ü yaşamaktasınız.
Yeni bir bebekle baş başa kalmak, ona bakmak, yeni doğum yapmış anneleri tedirgin eder. Aylardır beklediği bebek yanı başındadır ama başka bir varlıktır; miniciktir, konuşamamakta, istediğini anlatama-makta, belki de ağlamaktadır. Onu emzirmek, temizlemek, altını açmak, gazını çıkarmak... Hayatınızda bambaşka bir sayfa açılmıştır artık. Anneliğin ilk adımlarını atmakta, onunla yaşamayı öğrenmeye başlamaktasınızdır.
Bu değişikliklerin yanı sıra hamilelik sırasında değişen hormonlar, beden yapısının tekrar yeni bir değişime uğraması, annelerin ilk günlerinde farklı duygular yaşamasına neden oluyor.
Duygularınız değişim göstermektedir. Genel olarak doğum sonrası 2 ile 4 gün arasında bu farklılığı hissedebilirsiniz. Şiddeti ve yoğun olduğu dönem 48 saattir. "Niye ben?" diye düşünmenize gerek yok. Çünkü doğum yapan kadınların % 50-80`inde görülüyor. Anne bu süreçte, anne adaylığından anneliğe geçişin tedirginliğini yaşamaktadır. Belirtileri; ağlamaklı bir yüz görünümü, sık sık ağlama, hafif yorgunluk, sıkıntı hissi, konsantrasyon eksikliği, uyku bozukluğu, çocuğu ve kendi sağlığı hakkında aşırı endişe etmek şeklinde görülüyor. Bu belirtiler geçici bile olsa, bu dönemde annenin çevresindeki sevdikleri tarafından desteklenmesi gerekiyor. Elbette ilk desteleyecek kişi, baba. Bebek bakımında annenin güvendiği anneanne ya da teyzeler de bu hüznün geçişinde yardımcı olacak kişilerden.
Doğum Sonrası Hüzün genel olarak 10-15 gün içinde azalarak son buluyor
Uzmanlar ilk adetini erken yaşta görmüş ve normal adetlerini kısa gören ve gerginlik yaşayan kadınlarda, ayrıca hamilelik sırasında geçirilen anksiyete ve depresif duygu durumu bulunuyorsa, doğum sonrası hüzün riskinin arttığını belirtiyorlar.
Hüzün, depresyona dönüşebilir
"Bebek doğduktan sonra depresyona girer mi insan?" diye düşünmeyin. Çünkü yeni doğum yapmış annelerin % 10-15`inde bu durum yaşanıyor. Depresyona giren kadınların %16`sı hafif atlatırken, %13`ü de büyük bir depresyon sorunuyla karşı karşıya kalıyor. Eğer anne daha önce bir depresyon atağı geçirmişse bu oran % 20-30`a yükseliyor.
Doğum sonrası eğer bu şikayetleriniz ilk 7 gün içinde geçmemişse depresyona girme riski taşıyorsunuz demektir. Depresyon, doğum sonrası ilk 4 hafta içerisinde ortaya çıkıyor. Yeni doğum yapmış annede isteksizlik, mutsuzluk,, zevk alamama, uyku sorunları gibi genel belirtilerin yanında bilinç bulanıkları, duygu durumunda ani değişiklikler, aşırı hareketlilik ve huzursuzluk, intihar düşünceleri, çocuğun bakımında yetersizlik veya çocuğa şiddet uygulama gibi takıntılı düşünceler sıkça görülüyor. Depresyon belirtileri gece saatlerinde daha yoğun yaşanabiliyor.
Depresyon geçirme riskinin yükseldiği durumlar var. Zayıf aile ve evlilik ilişkileri, yakın geçmişte önemli bir stres yaşama, istenmeyen bir hamilelik olması, doğum eyleminin uzun sürmesi, iş stresinin yoğunluğu ve doğum sonrası iş hayatındaki konum değişikliği, yakınlarından alınan desteğin yetersizliği, hamilelik öncesi adet düzensizliklerinin bulunması, adet öncesi sendrom (Araştırmalar doğum sonrası dönemin, kadın için zor bir dönem olduğunu ortaya çıkarmış. Ancak burada annenin geçmişi ve kişiliğinin de etkili olduğu biliniyor. Antropolojik araştırmalarda kültürel farklılığın ve bazı rimellerin yararlı olduğundan söz ediliyor. Toplumumuzda yaygın olan, gelenek olarak kabul edilen doğum yapan kadının 40 gün yatması, dinlenmesi, bakımının ailedeki diğer kadınlar tarafından yapılması, annenin kendini güvende ve rahat hissetmesini sağlıyor. Böylece doğum sonrası depresyon riskinin düşmesi sağlanıyor.
Uzmanlar, depresyon şikayetleri yaşayan kişinin mutlaka bir uzmana başvurarak yardım alması gerektiğini düşünüyorlar. Eğer belirtiler 2 haftadan sonra devam ederse; uykusuzluk, yorgunluk, iştah kaybı, mutsuzluk ve hiçbir şeyin yolunda gitmeyeceği hissi hatta intihar düşüncesi, bebeğe yönelik saldırganlık varsa zaman geçirmeden tıbbi yardım almak gerekiyor.
Edinburg Doğum Sonrası Depresyon Ölçeği
Hastanelerde, yeni doğum yapmış annelerde görülebilecek depresyonun, Edinburg Doğum Sonrası Depresyon Ölçeği ile düzeyi ve şiddetini belirtiyorlar. Bu ölçeğe göre depresyon tanısı konmuş anneler tedavi görüyor.
Hastanelerde Doğum sonrası hüznü ve depresyonuna yönelik ilk tarama ve müdahale bu konuda eğitim almış hemşireler tarafından yapılıyor. Doğum sonrasında ilk hafta içerisinde hastalar izleniyor, tedavi gerektirmeyen doğum sonrası hüznü için bu dönemde duygusal destek, yaşanan rahatsızlık ve yeni doğan bakımı hakkında bilgilendiriliyor. Anne taburcu olduktan 2 hafta sonra Edinburg Doğum sonrası Depresyon Ölçeği ile oluşabilecek depresyon riski, düzeyi ve şiddeti belirleniyor. Bu ölçeğin uygulandığı ve depresyon riski taşıyan annelerde psikiyatrik yardım almak üzere yönlendiriliyor.
Tedavi, hem ilaç hem de psikoterapi yardımıyla sürdürülüyor. Depresyona yol açabilecek hormon değişikliklerinin giderilmesi ve beyin biyokimyasının dengelenmesi için belirtilerin ve depresyonun türüne göre uygun tedavisine başlanabiliyor ve en az 4-6 aylık bir süre ile devam ediliyor. Bu sürede ilaç yan etkileri ve diğer tedavilerin ilaç etkileşimleri konusunda hasta bilgilendiriliyor.
İlaçlarla birlikte veya tek başına temel olarak 10-20 seans çeşitli psikoterapiler etkin olarak uygulanıyor.
Tedavi çok önemli çünkü araştırmalar, depresif annelerin, çocuklarının davranışsal, fizyolojik ve sosyal gelişimlerini olumsuz şekilde etkiledikleri ortaya çıkarmış. Depresyonlu annelerin çocuklarında dikkat eksikliği ve hiperaktive üç kat fazla görülüyor. Ayrıca tedavi çocuk ve ailede kalıcı sorunların oluşmasını engellemek kadar , kadın sağlığı açısından bu hastalığın tekrarlama ve kronikleşme olasılığı ortadan kaldırıyor.(PSM) rahatsızlığının yaşanması ve daha önce geçirilmiş depresyon bu riski arttırıyor.