Connective Relative Pronouns

Bu yapıda sadece “which” kullanılır. “which” kendisinden önceki bir ismin yerine değil de bir cümleciğin yerine kullanılır. Çeviride de “...ki bu da” olarak çevrilir. He failed again, which dissappointed his parents. (O yine başarısız oldu ki bu da anne-babasını hayal kırıklığına uğrattı.) Bu kullanımda “which”, ilgi zamiri “he failed again”in yerini almıştır. Türkçe’de bu ifade iki ayrı cümle ile söylenir. Inglizce ifadesinde cümlede ilgi zamirinden önceki virgül (,) yapıyı diğerlerinden ayırır. Bu yapıda “that” kullanılamaz. Ayrıca tek virgül olduğu için ilgi zamirinden önceki isim özel isim de değildir. Bu özellikleri ile diğer yapılardan ayırt edilir. We will have to accros the frontier, which will be dificult. (Sınırı geçmemiz gerekecek ki bu da çok zordur.) He was rude to the customer officcer, which made things force. (Gümrük memuruna kaba davrandı ki bu da işleri zorlaştırdı.) Kısaltılması: He failed again, which upset the whole family. (O yine başarısız oldu ki bu da tüm aileyi üzdü.) He failed again, upsetting the whole family. (O yine başarısız oldu ki bu da tüm aileyi üzdü.) Aktif yapıda olduğu için kısaltmada gerund kullanıldı. The goverment made investiment in education, leading to welfare. (Hükümet eğitime yatırım yaptı ki bu da refaha yol açtı.) İnvestiment: yatırım Lead to: ...e yol açmak Whole: tüm, bütün (sayılamayanlarda kullanılır, the’yı başa alır. the whole) All: tüm, bütün (sayılabilenlerde kullanılır, the’yı sona alır. all the) The patient didn’t respand to treatment, dissappointing all doctors. (Hasta tedaviye cevap vermedi ki bu da tüm doktorları hayal kırıklığına uğrattı.) Not: Test çalışmalarında connective yapısının kısaltması virgülden sonraki fiil boş bırakılarak çok sorulur. İlgi Zamirlerinin Kısaltmaları İle İlgili karışık Örnekler İt was difficult to arrange a date which was convenient for everyone. (Herkes için uygun olan bir tarih bellirlemek zordu.) Arrange: ayarlamak, düzenlemek, belirlemek Convenient: uygun, elverişli İnconvenient: uygun olmayan Treat: davranmak, tedavi etmek Threaten: tehdit etmek Threat: tehdit İlgi Zamirlerinin olduğu komplex cümleleri çevirirken ilk önce sıfat cümleciği gözardı edilerek kalan yapı çevrilir. Daha sonra sıfat cümleciği çevrilir. Sonrasında sıfat cümleciği, ilgi zamirinin nitelediği isimden önce söylenerek yapı çevrilmiş olunur. Komplex cümleleri, bu şekilde çevirerek sık egzersiz yapmak süratlı anlama alışkanlığını geliştirecektir. The man who was arrested finally confessed to being a spy. (Tutuklanan adam sonunda bir casus olduğunu itiraf etti.) Arrest: tutuklamak, durdurmak Spy: casus Confess to: itiraf etmek We had to give up the research which we have already undertaken. (Daha önce üstlendiğimiz araştırmayı bırakmamız gerekti.) Already: halıhazırda, ...mış bile(tek başınakullanıldığında), daha önce (bağlantılı cümlelerde) Research: araştırma Undertaken: üstlenmek My collage, with whom I have been working for long, has decided to give in his resignation.(Uzun süredir beraber çalışmakta olduğum meslektaşım istifasını vermeye karar vermiş.) Collage: meslektaş Give in: vermek (verilen soyut bir şeyse “give” nesneye “in” edatı ile geçiş yapar) Conterpart: karşı taraf (bakanlar için) The minister, whose life has been threatened, applied to the police for protection. (Yaşamı tehdit edilen bakan koruma için polise başvurdu.) Protect: korumak Protection: koruma Expect: ummak, beklemek Except: hariç, dışında Treat: davranmak, tedavi etmek Threaten: tehdit etmek Threat: tehdit The inflation rate, expected to be 20 %, has already passed the target.envisioned. (% 20 olması beklenilen enflasyon oranı belirlenen hedefi geçmiş bile.) Envision: göz önüne almak, öngörmek, belirlemek Envisage: syn envision Target: hedef The information we have obtained was not reliable.(Elde etmiş olduğumuz bilgiler güvenilir değildi) Reliable: güvenilir Obtaine: elde etmek, sağlamak We have to find new alternative energy resources to be used instead of fossil-fuel. (Biz, fosil yakıtları yerine kullanılacak yeni bir alternative enerji kaynağı bulmak zorundayız.) Resourch: kaynak Sourch: kaynak İnstead of: ...nın yerine , -cek yerde İn place of: ...nın yerine, -cek yerde Renewable: yenilenebilir