Yaşam tarzındaki değişikler kanserden koruyor!
Dünya Sağlık Örgütü'nün kansere karşı günlük meyve-sebze tüketiminin artırılması, diyetteki yağ oranının azaltılması, tütsülenmiş ve işlenmiş etlerin daha az tüketilmesi gerekiyor.
Genetik miras olarak alınan hasarlı DNA'ların oluşturduğu kanserlerin oranı tüm kanserler içinde küçük bir bölüm oluştururken, yaşam değişiklikleriyle kanserden korunmak mümkün.Uzmanlar, kanserde sıklıkla suçlanan genetik mirasın bazı alışkanlıklarımızdan daha az etkili olduğunu belirtiyor. Medikal Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. İbrahim Tek, kanser hastaları üzerine yapılan araştırmaların, bu kişilerin yüzde 30'unun gündelik hayatlarında basit önlemler almış olsalardı kanserden korunmuş olabileceklerini gösterdiğini kaydetti.
Doç. Dr. İbrahim Tek, Kanser Haftası kapsamında yaptığı açıklamada, Dünya Sağlık Örgütü'nün kansere karşı günlük meyve-sebze tüketiminin artırılması, diyetteki yağ oranının azaltılması, tütsülenmiş ve işlenmiş etlerin daha az tüketilmesini önerdiğini belirirken, "Obezite ile kanser arasında ilişki saptanmıştır. Kişilerin ideal kiloya yakın olması, kanserden korunmada önemlidir. Günde 45-60 dakika tempolu yürüyüş bu açıdan önem taşır. Sigara ve alkol kullanmak kanser oluşmasında en çok suçlanan ajanlardır. Bu maddeleri kesinlikle hayatımızdan çıkarmalıyız" diye konuştu.
BU KANSERLERDE RUTİN TARAMA ÖNEMLİ
Tek, yaş ve cinsiyete göre belirli kanserlerde erken tanı için tarama testlerinin atlanmaması gerektiğini de belirtirken, tarama programları yapılan başlıca kanserlerin rahim ağzı, meme ve kalın bağırsak kanseri olduğunu söyledi. Doç. Dr. Tek, "Kanser, erken yakalandığında şifa ile sonuçlanabilen fakat geç tanı konulduğunda kişinin yaşam süresini azaltan ve yaşadığı dönemi eziyet haline dönüştüren bir hastalıktır... Kanserden korkmayın, geç kalmaktan korkun" sözleriyle düzenli kontrollerin önemini vurguladı.
DNA HASARI 10-20 YIL İÇİNDE KANSERE DÖNÜŞÜYOR
"Genetik miras olarak anne ve babalarımızdan bize geçen hasarlı DNA'ların oluşturduğu kanserlerin oranı, tüm kanserler içinde küçük bir bölümü oluşturmakta" diyen Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Kaan Oysul da kanserde tütün ve tütün ürünü kullanımının etkisi hakkında bilgi verdi. Prof. Dr. Kaan Oysul, şunları kaydetti:
"Sigara, tedavi imkanı az olan ve ülkemizdeki kanser ölümlerinin başında gelen akciğer kanserlerinin 4/5'inden sorumludur. Fakat akciğer kanserinin yanı sıra en az on üç farklı kansere daha neden olduğu çalışmalarda gösterilmiştir. Bunlar gırtlak, yemek borusu, ağız ve yutak, mesane, pankreas, böbrek, karaciğer, bağırsak, rahim ağzı, yumurtalık, burun ve sinüsler ile lösemilerin bazı tipleridir. Meme kanseri riskini artırdığı da bir çok çalışmada gösterilmiştir. Her sigara DNA'ya zarar verir, fakat çalışmalar içilen on beş sigaranın kanserli hücreye dönüşebilecek kadar yoğun hasara yol açtığını göstermiştir. DNA hasarının kansere dönüşmesi 10 ila 20 yıl alır. Bedenimiz bir miktara hasara dayanabilir fakat, hasar miktarının artması vücudun sınırını da aşar ve kanser ortaya çıkar. Bu nedenle yol yakınken sigarayı bırakmak sizi kanserden kurtarabilir. Sigarayı bırakmak için önce karar verin, daha sonra hekiminize danışın.