Auschwitz
Nazilerin Polonya’da kurduğu ve bir milyondan fazla Yahudiyi öldürdüğü ölüm kampı Auschwitz’in Sovyet askerleri tarafından 60 yıl önce kurtarılışı törenlerle anılıyor.
Müzeye dönüştürülen Auschwitz kampında düzenlenen anma törenine Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, İsrail Cumhurbaşkanı Moşe Katsav ve Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’ın da bulunduğu 40’a yakın lider katılıyor.
İkinci Dünya Savaşı’ndan önce Auschwitz, eski adıyla Oscwinchim, yarısı Yahudi olan 14 bin kişinin yaşadığı sakin bir kasabaydı. Mart 1942 de gelen insan dolu ilk vagon, sadece Auschwitz değil, dünya tarihine kara bir sayfa açtı
POLONYA ORDUSUNUN KIŞLASIYDI
Gelenler sadece 3 hafta kalacaklarını ve çalışacaklarını sanıyorlardı. Kendileri için kurulmuş gaz odaları ve krematoryumlardan habersiz, kıymetli bütün eşyalarını da beraberinde getirdiler.
Savaştan önce Polonya ordusuna ait bir kışla olan Auschwitz, öncelikle Polonyalı entellektüeller ve rejim karşıtları için düşünülmüştü. Avrupa’nın neredeyse bütün kentlerinden Yahudi, komünist, çingene, sakat ve homoseksüel, trenler dolusu insan getirilince kamp genişletildi.
HER YOL AUSCHWITZ’E ÇIKIYORDU
Eski kışlanın yakınlarındaki Birkenau ile Maidaneck adlı iki kamp daha inşaa edildi. Artık Selanik’ten Riga’ya, Budapeşte’den Bükreş’e her yol Auschwitz’e çıkıyordu. Nasyonal sosyalistler için, onlardan olmamak, tek belirleyici kriterdi.
Auschwitz de dahil olmak üzere bütün toplama kampları, nasyonal sosyalist düzene göre yukarıdan aşağıya organize edilmişti. Tutukluların liderleri de kendilerinden ve daha önce suç işlemiş, şiddet yanlısı olanlar arasından seçildi.
ÇOĞU BAŞTAN ÖLDÜRÜLDÜ
Auschwitz’e gelenlerin sadece 400 bini kaydedildi. “Arbeit macht frei” (Çalışmak özgür kılar) kriterine uymayanlar, yaşlılar, çocuklar, hastalar, sakatlar kampın kapısından içeri girmeden öldürüldüler. Öldürülürken, eşyalarına, saçlarına, altın dişlerine, derilerine, yani daha sonra kullanılabilecek herşeylerine el konuldu.Banyoya girdiklerini sananlar, kendilerini gaz odasında buldular. Nasyonal sosyalistler, gaz odalarını banyo gibi inşaa ettiler. Zehirli Zyklon B gazı, deliklerden odaya yayıldı.
Gazdan tasarruf etmek için mümkün olduğu kadar çok kişiyi odalara doldurdular, çünkü insan vücudunun verdiği ısı, gazın yayılmasını kolaylaştırıyordu. Odadaki insan sayısına göre ölüm süresi 7 ila 20 dakika arasında değişiyordu. Cesetler buradan krematoryuma taşındılar. Saçları kesildi, altın dişleri söküldü ve fırınlara atıldılar.
Bir cesedin kül olması için ortalama 40 dakika gerekiyordu. Bu kremataoryumda 24 saat içinde sadece 460 ceset yakılabiliyordu. Naziler, Birkenau ve Maidaneck’te uzmanlaştılar. Şu andan yıkıntı halindeki bazı krematoryumlarda 1500’e yakın insan küle dönüştü.
Naziler, soykırımı başından itibaren en ince ayrıntısıyla planlamıştı. Küçücük odalarda, çizgili giysileri ile barınan tutsakların alacakları kalori, bu kaloriyle kaç saat çalışabilecekleri ve çalışırken kaç ayda eriyip yok olabilecekleri hesaplanmıştı.
KAMPTA ORTALAMA ÖMÜR 6 AY
Ortalama 6 ay içinde ölen tutsaklar, en ağır şartlarda günde en az 10 saat çalıştırdılar. Gaz odalarına gönderilirken, saç kesme, ceset toplama, yakma gibi işlemleri de yine kendileri yapıyorlardı.
Her kamp gibi Auschwitz’in de yine tutsaklardan oluşan bir bandosu vardı. Dostlarını marşlarla ölüme yolladıklarında verebilecekleri en güzel hediye, nasıl kolay ölebileceklerini anlatabilmekti.Mucizevi de olsa kaçmayı başaranlar oldu. Yakalananların kendisi, yakalanamayanların yerine ise kamptan seçilenler cezalandırıldı. 15, 20 kişi nefes almaya bile yetmeyecek küçücük hücrelere dolduruldular. Hücrelerin kapısı genellikle 15 gün sonra açıldı.
BIRKENAU: ÖLÜM KAMPI
Sekiz hektarlık Auschwitz kampının kapasitesi yetmediği için, Birkenau’daki köyde yeni bir toplama kampı kuran Naziler, tutsakları barındırdıkları kulübeleri tahtadan yapmaya başladılar. Naziler savaş bittiğinde, yaptıkları katliamdan iz bırakmamak için kampları ateşe verdi.
Birkenau, Auschwitz’den sonra inşaa edildiğinden, çalışma kampı değil, ölüm kampı olarak kullanıldı. Bu yüzden gaz odası ve krematoryum sayısı da Auschwitz’dekinden daha çoktu.
İnsanlar üzerinde tibbi deneyle yapmak, auschwitz-birkenau kampının uzmanlık alanlarından biriydi. insanoğlunun bugün de kullandığı pekçok tıbbi bilgiyi auschwitz’deki bu deneylere borçlu olduğu bir sır değil.
27 Ocak 1945, hem Auschwitz-Birkenau’nun kurtulduğu, hem de ölüm kamplarının son bulduğu gün olarak tarihe geçti. Savaşın tamamen sona erdiği 9 Mayıs 1945’e kadar daha pekçok toplama kampında soykırıma devam edildi. Ancak soykırımla özdeşleşen Auschwitz-Birkenau, özgürlüğe kavuşmanın da umudu oldu. Auschwitz’in bedeli ise, yüzde 90’ı Yahudi, 1,5 milyon insan oldu.
Adolf Hitler’in “Nihai Çözüm” politikası çerçevesinde ise yaklaşık 6 milyon Yahudi, Naziler tarafından kurulan bu kamplarda öldürüldü