Ovulasyon Bozuklukları

Ovulasyon olmamasının sebebi nedir? Salgılanan hormonlar ile yumurtalıklardan her ay ovulasyonun gerçekleşmesini sağlayan hipotalamus, hipofiz bezi ve yumurtalıklar arasındaki bağlantının bozulduğu birçok durum ovulasyonu engelleyebilir. Beyinde bulunan bu yapılardaki problemler veya yumurtalıkların hormonlara cevap vermemesi durumunda ovulasyon gerçekleşmez. Ayrıca tiroid ve böbrek üstü bezlerindeki bozukluklar, stres, aşırı kilo kaybı veya kilo artışı da ovulasyon düzensizliklerine yol açar. Menstrual kanamanın olmaması ovulasyonun olmadığını mı gösterir? Evet, menstrual kanama olmadığı zaman ovulasyon da olmaz. Altı ay veya daha uzun bir süre menstrual kanamanın olmadığı durumlara amenore denir. Amenore kürtaj veya diğer cerrahi girişimler sonunda rahmin içinde oluşan yapışıklıklara bağlı rahmin iç tabakasının gelişmediği durumlarda da görülür. Bu vakalarda yapışıklıklar cerrahi girişim ile düzeltilerek bir süre östrojen hormonu kullanıldığında menstrual kanamalar başlar. Menstrual kanamaların düzensiz olması ovulasyonun olmadığını mı gösterir? Menstrual kanamaların altı haftadan uzun aralıklarla olduğu durumlara oligomenore denir. Bu hastaların çoğunda ovulasyon olmaz veya çok nadirdir. Bu durumda gebelik şansı da düşüktür. Yirmi beş yaşında ve hormon ilacı kullanmadan menstrual kanaması olmayan bir kadın gebe kalabilir mi? Evet, kalabilir. Hiç menstrual kanaması olmamış kadınlardaki duruma primer amenore adı verilir. Primer amenorenin birçok nedeni vardır ve tedavi ile çocuk sahibi olabilme şansı amenore nedenine bağlıdır. Yumurtalıklardaki erken yetmezlik, beyinden hormonların yeteri miktarda salınamaması, polikistik over hastalığı, prolaktin hormonunun (süt üretimini sağlayan hormon) yüksekliği, aşırı kilo ve konjenital (doğumsal) anomaliler primer amenoreye neden olabilir. Otuz yaşına dek menstrual kanamaları düzenli olan bir kadının son iki yıldır menstrual kanamalarının kesilmesinin nedeni nedir? Böyle durumlara sekonder amenore denir. Polikistik over hastalığı, yumurtalıklardaki erken yetmezlik, aşırı kilo, prolaktin hormonun (süt üretimini sağlayan hormon) yüksekliği, aşırı egzersiz, hipofiz bezinin çalışmaması sekonder amenoreye neden olur. Erken menopoz ne demektir? Menopoz 40 yaşından önce görüldüğünde erken menopoz veya erken yumurtalık yetmezliği olarak adlandırılır. Bu hastalarda kanda FSH ve LH düzeyi yükselir, östrojen düzeyi düşer. Ultrasonografik incelemede yumurtalıkların küçüldüğü, rahmin iç tabakasının inceldiği görülür. Erken yumurtalık yetmezliği amenorenin en ciddi ve tedavisi en zor olan nedenidir. Erken menopozun nedenleri nelerdir? Doğuştan olan bazı durumlarda kadının yumurtalıklarındaki yumurta sayısı azdır. Yumurtalıkların enfeksiyon, cerrahi ve kullanılan ilaçlar ile zarar görmesi de erken menopoza neden olur. Bağışıklık sistemindeki bazı bozukluklara bağlı olarak da erken menopoz görülebilir. Erken menopozdaki bir kadının çocuğu olabilir mi? Böyle vakaların gebe kalabilme ihtimali çok düşüktür. Erken menopozda östrojen hormonu eksikliğine bağlı kemik erimesi görüleceğinden bu kadınlara hormon preparatları kullanmaları önerilir. Hipogonadotropik hipogonadizm nedir? Hipogonadotropik hipogonadizm hipofiz bezinden LH ve FSH hormonlarının yeteri kadar salgılanmadığı durumdur. Doğuştan olan bozukluklara bağlı olabileceği gibi kötü beslenme sonrasında da görülebilir. Nedeni ne olursa olsun FSH, LH ve östrojen düzeyleri düşük, yumurtalık ve rahim küçüktür. Bu vakaların tedavi ile gebe kalma şansı çok yüksektir. Hipopitüiterizm nedir? Hipopitüiterizm, hipofiz bezinin yeteri kadar hormon üretmediği durumdur. Pitüiter bez, yumurtalıkları, tiroid ve böbrek üstü bezlerini uyaran hormonları ve büyüme hormonunu salgılar. Bu hastalarda genellikle menstrual kanama olmaz ve eksik olan diğer hormonlara bağlı büyüme geriliği gibi bazı bozukluklar da görülebilir. Hipofiz bezindeki tümörler de bu hastalığa yol açabilir. Amenorenin kilo ile ilişkisi nedir? Ani ve fazla kilo kaybı olan durumlarda genellikle menstrual kanamalar kesilir. Diyet sırasında ve barsaklardan emilimin bozuk olduğudurumlarda amenore görülür. Kilo alındığında menstrual kanamalar yeniden başlar. Egzersiz nasıl amenoreye yol açar? Ağır egzersiz kadınlarda menstrual kanamaların kesilmesine yol açabilir. Haftada 1-2 kez tenis oynamanız veya koşmanız amenoreye neden olmaz. Vücuttaki yağ kitlesinin azalmasına yol açan jimnastik, koşu gibi sporlar ve bale amenoreye yol açabilir. Egzersize bağlı amenore geçicidir, ağır egzersiz kesildikten bir süre sonra menstrual kanamalar başlar. Prolaktin hormonunun yüksekliği menstrual kanamaların kesilmesine yol açar mı? Prolaktin hipofiz bezinden salgılanan ve süt üretimini sağlayan bir hormondur. Bu hormon gebelik sırasında ve bebeğin emzirildiği dönemde daha fazla salınır. Bu hormonun gebelik dışında fazla salınması menstrual kanamaların kesilmesine yol açar. Bu hormonun yüksek olduğu durumlarda doğum yapılmamasına rağmen memelerden süt gelir.Çeşitli ilaçlar, tiroid bezinin iyi çalışmadığı durumlar, hipofiz bezindeki selim ve habis tümörler prolaktin hormonunun yükselmesine neden olur. Prolaktin düzeyinin yüksek olduğu durumlarda hipofiz bezinin radyolojik inceleme ile değerlendirilmesi gerekir. Gerekli görüldüğünde tomografi veya MR (manyetik resonans) ile incelemeler yapılır.Hiperprolaktinemi nedenine göre ilaçla veya cerrahi olarak tedavi edilir. Bu duruma yol açan tümörlerin varlığında cerrahi girişim, ilaç tedavisi ve radyoterapi uygulanır. Prolaktin düzeyi yüksek olan bütün hastaların tedaviye ihtiyacı var mıdır? Prolaktin düzeyinin yüksek olması infertilite dışında östrojen eksikliğine bağlı vajinal kuruluk, cinsel ilişki sırasında ağrı, cinsel isteksizlik ve kemik erimesine neden olduğu için tedavi edilmelidir. Polikistik over sendromu nedir? Yumurtalıkların üzerinde birçok kistin bulunduğu ve kistler arasındaki dokularında arttığı durumlar polikistik over sendromu olarak adlandırılır. Bu sendromda amenore veya oligomenore, aşırı tüylenme, sivilcelenme ve şişmanlık görülür. Polikistik over hastalığının tanısı ultrasonogrtafik inceleme ile konabilir. Polikistik over sendromu genetik geçişli midir? Polikistik over sendromu kalıtımla geçer. Annesi veya kız kardeşlerinde bu hastalık olan kadınlarda bu senderom daha sık görülür. Polikistik over hastalığı olan kadınların kilo alması hastalığıkötüleştirir. Kilolu kişilerde daha çok salınan insülin yumurtalıkları uyararak kistlerin oluşmasına neden olur. Polikistik over sendromu nasıltedavi edilir? Kilo verilmesi hastalığın tedavisinde önemli bir basamaktır. Bu hastalarda menstrual siklusun 7 ile 9. günleri arasında LH hormon düzeyi belirlenir. Bu hormonun yüksekliği infertilite ve düşük nedeni olabilir. Polikistik over sendromunun tedavisinde ovulasyonun gerçekleşmesi için hormon preparatları kullanılır. Ayrıca laparoskopik olarak yumurtalıklardaki kistlerin koter veya lazer ile yakılması da önerilir. Bu operasyondan sonra ovulasyonun elde edilmesi ve LH düzeyinin düşmesi beklenir. Luteal faz yetmezliği nedir? Luteal faz yetmezliğinde ovulasyon gerçekleşmesine rağmen rahmin iç tabakasını gebeliğe hazırlamada önemli rol oynayan progesteron hormonu yetersizdir. Bu durum rahmin iç tabakasından biyopsi ile küçük bir parça alınarak veya menstrual siklusun ikinci yarısında progesteron hormon düzeyleri ölçülerek belirlenir. Luteal faz yetmezliğinin tedavisinde progesteron hormonu veya gebelikte salınan hCG hormonu kullanılır. Ovulasyonu sağlamak için ne gibi tedaviler yapılır ? Yapılacak olan tedavi ovulasyon olmamasının nedenine göre değişir. Ovulasyon olmaması erken menapoza bağlı ise uygulanabilecek tedavi çok sınırlıdır.Bu durumda menopoza bağlı kemik erimesi, vajinal kuruluk ve benzer bulguları ortadan kaldırmak için östrojen ve progesteron tedavisi uygulanır. Hastada prolaktin (süt üretimini sağlayan hormon) düzeyi yüksek ise bromokriptin tedavisi uygulanmalıdır. Hastada tiroid hormonları gibi bazı hormonların eksikliği varsa bu hormonlar takviye edilir. Çok zayıf olan kadınların tedaviye başlamadan önce kilo almaları önerilir. Çok zayıf olan kadınlargenellikle düşük doğum ağırlıklı bebekler doğurur. Beslenme yetersizliğine bağlı amenoresi olan kadınlarda gebelik oranları düşüktür ve bu kadınlarda gebelik elde edildiğinde gelişme geriliği olan bebekler doğar. Diğer nedenlere bağlı ovulasyonun olmadığı durumlarda ilk seçilecek ilaç klomifen sitrattır. Klomifen beyinden GnRH'un (cinsiyet hormonlarının salınmasını uyaran hormon) salınmasını arttırır. GnRH'da hipofiz bezinden FSH ve LH hormonlarının salınmasını arttırarak etki gösterir. FSH ve LH sayesindeyumurtalıklarda folikül gelişimi başlar.Klomifen sitrat 50 mg'lık tabletler halinde bulunur. Adetin 3 ile 5. günleri arasında başlanan Klomifen tedavisi 5 gün sürer. Tedaviye günde 1 veya 2 tablet ile başlanır. Bu dozlarla yumurta gelişimi sağlanabiliyorsa tedaviye gebelik elde edilene dek devam edilir. Gebeliklerin çoğu ilk altı ay içinde elde edilir. Hastaların %75'inde yumurta gelişimi sağlanır ve klomifen sitrat ile yumurta gelişimi sağlanan kadınların %30-35'i gebe kalır. Klomifen sitrat vajinal kuruluğa ve rahim ağzındaki salgının koyulaşmasına neden olur. İlacı kullanan kadınların %5'inde sıcak basması şikayeti görülür. Bazı kadınların yumurtalıklarında kistler gelişebilir. Nadir olarak karında şişkinlik, göğüslerde hassasiyet, bulantı, deri döküntüsü ve depresyon görülebilir. Klomifen sitrat kullanan kadınların %5'inde ikiz gebelik oluşur. Klomifen ile ovulasyon sağlanamadığında hangi ilaçlar kullanılır? Klomifen ile yumurta gelişimi sağlanamadığında hMG (menopozal gonodotropin), FSH ve GnRH agonistleri (cinsiyet hormonlarının salınmasını uyaran hormon benzerleri) kullanılabilir. FSH ve LH hormonlarını içeren hMG preparatları menopoz dönemindeki kadınların idrarları toplanarakbunlardan FSH ve LH hormonlarının ayrıştırılması ile elde edilir. hMG yumurtalıkları uyararak yumurta gelişimini sağlar. Bu preparatlar klomifene cevap vermeyen vakalarda ve tüp bebek ve mikroenjeksiyon gibi yardımcı üreme tekniklerinin uygulandığı çiftlerde kullanılır. hMG kas içine enjekte edilerek kullanılır ve tedavi genellikle 10-14 gün sürer. Kullanılması gereken hMG dozu hastadan hastaya değişiklik gösterir. Düşük dozda kullanılan hMG ile yumurta gelişimi sağlanamazken gereğinden biraz yüksek doz kullanıldığında ise çoğul gebelik ve hiperstimulasyon (yumurtalıkların aşırı uyarılması) riski artar. Dolayısı ile hMG tedavisi sırasında yumurta gelişimi çok iyi izlenmelidir. Bunun için uygulanan en güvenilir yöntemler gelişen folikül çapının ultrasonografi ile ölçülmesi ve kandaki östrodiol hormon düzeyinin belirlenmesidir. hMG'nin yan etkileri nelerdir? Enjeksiyon yerinde hafif bir tahriş görülebilir. Geçici ateş ve eklemlerde ağrı çok nadir olarak görülen yan etkilerdir. hMG tedavisine bağlı görülen en önemli yan etkiler çoğul gebelik ve hiperstimülasyondur (yumurtalıkların fazla uyarılmasıdır). hMGtedavisi ile gebe kalan kadınların %25'inde çoğul gebelik görülür. Bu gebeliklerin çoğu ikizdir, nadir olarak üçüz veya dördüz gebeliklerde görülebilir. Çoğul gebeliklerdedüşük, erken doğum, yüksek tansiyon gibi problemler daha sık görülür. hMG kullanıldığında görülen çoğul gebelik ve hiperstimülasyon riski iyi klinik takip ile azaltılabilir. hMG tedavisi sırasındaultrasonografik inceleme ve hormon takipleri ile yumurta gelişimi izlenmelidir. Hiperstimülasyon ne demektir? Hiperstimulasyon yumurtalıkların aşırı uyarılmasıdır. Hafif, orta ve şiddetli olmak üzere üç derecede görülebilir. Büyüme hormonunun ovulasyon tedavisinde yeri nedir? Büyüme hormonu kullanılarak yumurtalıkların hMG'ye duyarlılığının artması sağlanabilir. Büyüme hormonu, yumurtalıklarından çok zor cevap elde edilebilen kadınlarda denenebilir. GnRH Anologları nedir, tedavide nasıl kullanılır? GnRH anologları kimyasal yapıları GnRH hormonuna çok benzeyen ilaçlardır. Bu ilaçlar ilk kullanıldıklarında hipofiz bezini uyararak FSH ve LH salınımını arttırır fakat bir süre sonra hipofiz bezi bu ilaçlara cevap vermez, FSH ve LH düzeyleri düşer. Bunu takiben yumurtalıkların hMG ile uyarılmaları gerekir. GnRH anologları özellikle LH düzeyleri yüksek olan hastalarda tercih edilir. GnRH anologları ile tedaviye menstrul siklusun başında veya ortasında başlanır. Bu ilaçlar cilt altı enjeksiyon veya nazal sprey (burun spreyi) olarak kullanılır. İlaçlara 10-14 gün devam edildikten sonra östrodiol düzeyleri belirlenir ve ultrasonografik inceleme yapılır. Hormonlar yeteri kadar baskılanmış ise hMG enjeksiyonlarına başlanır. hMG enjeksiyonları sırasında GnRH anologlarına da devam edilir. Foliküllerin çapı ve östrodiol değerleri ölçülerek hCG enjeksiyonun (çatlatma iğnesinin) verileceği gün tespit edilir. hCG enjeksiyonundan sonra GnRH anologları ve hMG enjeksiyoları kesilir. Bu tedaviler yumurtalık kanserine neden olur mu ? Yapılan birçok çalışmanın sonucuna göre bu ilaçların kullanıldığı kadınlarda yumurtalık kanseri görülme sıklığında herhangi bir artış tespit edilmemiştir.
Benzer Videolar