Organlara göre insan anatomisi

Perikardiyal keseyi iki tabaka, fibröz perikardiyum ve seröz perikardiyumdur ki seröz perikardiyum kendi içinde de iki tabakaya ayrılır: pariyetal perikardiyum ve viseral perikardiyum. Fibröz (sert, kemiksi) perikardiyum kalbi dış organlardan korur; seröz perikardiyumun pariyetal perikardiyum tabakası da fibröz ve ince bir tabakadır ve fibröz perikardiyumla ayrılamaz bir biçimde kaynaşıktır. Viseral perikardiyum ise, kalp kasının (yani miyokardiyumun) hemen sonrasındaki tabaka olan epikardiyumun bir parçasıdır.​ Pariyetal perikardiyum ve viseral perikardiyum katmanları arasında perikardiyal boşluk olarak anılan bir boşluk bulunmaktadır. Bu bölgede normal şartlarda genellikle 15 ml seviyesindeki bir perikardiyal sıvı ile kaygandır. Bölgedeki bu sıvı eğer çok fazla birikme yaparsa perikardiyal tamponad olarak adlandırılan bir duruma yol açarki bu durumda kalp perikardiyal kese içerisinde sıkışır (intraperikardiyal basınç artar), kalp debisi düşer. Bu durumda perikardektomi uygulaması gerekebilir​ Hepatosit; bağırsaklardan emilen besin maddeleri kan yoluyla bu hücrelere gelerek vücüda yararlı hale getirilir. Bu işlemleri gerçekleştiren çok sayıda enzim bu hücrelerde bulunur. Artık maddeleri karaciğerden uzaklaştıran safra sıvısını salgılar. Bu sıvı, hücreler arasındaki özel kanallarla safra kesesine ulaşır. Kupffer hücreleri veya Browicz-Kupffer hücreleri karaciğerde bulunan ve retiküloendotelyal sistemin bir bölümünü oluşturan özelleşmiş makrofajlardır. İlk kez Karl Wilhelm von Kupffer tarafından 1876'da gözlemlenmişlerdir. Kupffer, hücreleri "sternzellen" (yıldız hücreler veya stellat hücreler) olarak adlandırmış ve yanlışlıkla karaciğerdeki kan damarlarının endotelinin bir bölümü olduklarını düşünmüştür. 1898 yılında Tadeusz Browicz hücreleri doğru bir şekilde makrofaj olarak tanımlamıştır.​
Benzer Videolar