Karstik Topoğrafya – Türkiye

Türkiye’de kalker, mermer ve jipsli arazi üzerinde karstlaşma faktörü önemli yer tutmaktadır. Karstlaşma aşındırma ve biriktirme olmak üzere iki şekilde kendini gösterir. Türkiye’de karstlaşmanın genel koşulları başlıca şöyledir: 1) Litoloji: Kayaçların litolojik özellikleri, çatlaklı ve çözünebilir olmaları bakımından karstlaşmaya etki eder. Türkiye’de 1., 2. ve 3. jeolojik zamana ait kalker ve mermerler bol çatlaklı oldukları için karstlaşmaya oldukça elverişlidirler. 2) İklim: Yağışlar arttıkça karstlaşma da bununla doğru orantılı olarak artmaktadır. Suyun kayaçların üzerinde karstlaşmayı arttırıcı etkisi bulunur. 3) Bitki örtüsü: Bitki örtüsü suyun kayaçla temas etmesini engellediği için, bitki örtüsünün gür olduğu yerlerde karstlaşma da azalır. Karstlaşmanın yoğun olarak yaşandığı sahalar ise, bitki örtüsü bakımından zayıftır. 4) Toprak örtüsü: Toprak örtüsünün sığ olduğu sahalarda su kayaçlara daha çabuk ulaştığından karstlaşma daha hızlı gelişir. Toprak örtüsü kalınlaştıkça, toprak suyu o oranda tutar ve kayaca ulaşmasını engeller. Bu durumda karstlaşma görülmez. 5) Topoğrafya: Eğimli topoğrafik yüzeylerde karstik şekillerden daha çok lapyalar görülürken, düz yerlerde ise daha çok dolin, uvala, polye ve mağaralar görülür. Eğimli yüzeylerde su, eğim yönünde akış kazandığı için karstlaşmaya yeteri derece su kalmaz. Bu yüzden daha küçük karstik şekil olan lapyalar görülür. 6) Yükseklik: Yükseklik arttıkça, sıcaklığın azalmakta ve çözünme hızı yavaşlamaktadır. Zaman: Yukarıdaki tüm etmenler zaman içinde etkili olmaktadır. Türkiye’de görülen başlıca karstik aşınım şekilleri ise şunlardır: Lapyalar; karstik şekillerin en küçüğüdür. Eğimli arazilerde görülmekle birlikte bir kaç santim genişliğinde ve 40-50 cm uzunluğunda olabilirler. Çok nadir olarak boyutları 1 metreyi bulabilir. Bunlar da, 8-10 cm derinliğinde olur. Kendi arasında ikiye ayrılır. Bunlardan çatlaklar boyunca oluşan lapyalara çatlak lapyaları, suların akarken oluşturduğu lapyalara ise oluklu lapyalar adı verilir. Ayrıca kalkerler üzerinde deliklerin zamanla genişlemesiyle, delikli lapyalar oluşur. Dolinler; kalkerli arazilerde şekilleri huniyi andıran 20-50 metre çukurluğunda, 100-200 metre çapındaki şekillerdir. Akdeniz ve Tuz Gölü çevresinde görülür. Obruklar; yine kalkerli arazi üzerinde huni ya da bacaya benzeyen derin ve doğal çukurlardır. Oluşumlarında çözünme ve çökme etkilidir. Çökme olayları mağara ve galeri tavanlarının çökmesiyle meydana gelir. Obruklar, suların yeraltı mağara ve galerilere sızmasına yardımcı olur. Uvala ve Polyeler; karstlaşmanın ilerleyen safhasında uvalalar, bunların da büyüyüp birleşmesiyle polyeler meydana gelir. Polyelerin oluşmasında çökmenin etkisi oldukça fazladır. Polye alan olarak çok büyük olup 200 km² yüzölçüme 10-20 km genişlik ve uzunluğa sahip olup tarım alanı olarak da kullanılır. Polye tabanlarındaki su, yutanların tıkanması sonucu polye tabanlarında geçici göllenmeler görülebilir. Polye tabanları genellikle kalkerlerin çözünmesi sonucu terra-rossalarla kaplıdır. Türkiye’de görülen başlıca karstik birikim şekilleri ise; kalsiyum biokarbonatlı suların buharlaşması sırasında CO’nin buharlaşması, CaCO’ün çökelmesi sonucunda oluşur. En tipik olanları travertenlerdir. Mağaraların tavanlarından sızan sular zamanla sarkıtları, damlaların yerde birikmesi ise dikitleri oluşturur. Bunlar zamanla birleşirler ve bunun sonuncunda ise sütunlar oluşur. Türkiye, başlıca 6 karstik bölgeye ayrılmıştır. Toros Dağları bölgesinde, karstlaşma deniz seviyesinin 100 metre altından başlayıp 3500 metre yükseklere kadar yoğun bir şekilde görülür. Yatay ve dikey yönde her türlü karstik şekiller bulunur. Batı Anadolu ve Trakya karstik bölgesi Sakarya Irmağı ve Teke Yarımadası arasında 1. ve 2. zaman kalkerleri üzerinde görülür. Karadeniz Bölgesi’nde ise kratese yaşlı kalkerler üzerinde karstlaşma olayları görülür. Orta Anadolu karst bölgesinde ise polye, uvala, mağara ve obruklar oldukça fazladır. Doğu Anadolu karstik bölgesinde fluviyo-karstik ve glasiyo-karstik şekiller görülür. Güneydoğu Anadolu karst bölgesi 3. zaman kalkerleri üzerinde yatay ve derin bir şekilde görülür.
Benzer Videolar