Arı Alerjisi , Arı Alerjisi Hakkında

Tanım, Tarihçe ve Sıklık: Ortalama 1,5 cm boyunda olan arılar çiçeklerin özsuyunu toplayarak çok değerli bir besin kaynağı olan bal üretirler. Ayrıca çiçekler arasında polen taşıyarak bu çiçeklerin döllenmelerini ve meyve oluşumunu sağlarlar. Ancak, bu kadar yararlı olan bu canlıların bazı insanlar üzerinde çok korkutucu, hatta ölümcül etkileri olabilir. Bu durum, arı sokması sonucu arının zehiri (venom) ile oluşan ve hızla ortaya çıkan alerjik reaksiyon (anafilaksi) olarak tanımlanır. Arı alerjisi, toplumda sık görülen ve ölümcül sonuçları nedeni ile dikkatleri üzerine çeken alerjik hastalıklardan biridir. Arı alerjisine ait ilk yazılı kayıtlar M.Ö. 2641 yılında Mısır Firavunu Menses’ in yaban arısı tarafından sokulup ölmesine aittir. Dünyada yapılan çalışmalar sonucunda arı alerjisin görülme sıklığına ait değişik rakamlar vardır (% 0.5-5 gibi). Amerika Birleşik Devletleri’ nde her yıl 40, Avrupa’ da 20, Asya’ da ise 10 civarında arı sokması sonucu ölüm vakası bildirilmektedir. Buna rağmen bir çok vakanın ise tanı alamadığı bilinmektedir. Ülkemizde yapılan çalışmalara göre ise arı alerjisi % 2-3 oranında görülmektedir. Arı alerjisi özellikle arıcılık ile uğraşan kişileri tehdit ediyor gibi gözükse de toplumun diğer bireyleri de bu durumdan nasibini alabilir. Arı alerjisi ile ilgili ciddi reaksiyonlar hemen her yaşta görülebilmekle birlikte sıklıkla ölümcül reaksiyonlar 20 yaş altında görülmektedir. Arı alerjisine ait ciddi reaksiyonlar erkeklerde iki kat daha sıklıkla görülmektedir. Dünya üzerinde bir çok arı çeşidi bulunmaktadır. En sık alerji sebebi olan arılar; bal arısı (Honey bee), sarı arı (Yellow jacket), ve eşek arıları (Wasp, Hornet)’ dır. Klinik Bulgular: Arı sokması sonucu en sık görülen, lokal reaksiyonlardır. Arı soktuğu anda iğne yerinde ani ve keskin bir ağrı duyulur, daha sonra bu bölge kızarır ve şişer. Genellikle herhangi bir müdahaleye gerek kalmaksızın bir-iki saatte, bazen bir gün içinde geriler. Daha nadir olarak bu reaksiyon 1 haftaya kadar uzayabilir. Bu kişilerde arıya ait alerji antikoru (IgE) saptanırsa tedavi gereksinimi doğar. Ağrı kesiciler ve buz kompresler, bazen de ağızdan anti-alerjikler yeterli olabilir. Arı alerjisi olmasa da çok fazla sayıda arı tarafından aynı anda sokulan kişilerde alerji dışında toksik reaksiyon oluşabilir. Bu hastalarda tansiyon düşmesi, şiddetli ağrılar, bulantı ve kusma gibi bulgular meydana gelebilir. Alerjik reaksiyonlar ise çok daha ciddi lokal ve genel reaksiyonlara neden olur. Reaksiyonlar arının sokması ile bulguların ortaya çıkkması arasında geçen zamana göre erken ve gecikmiş olarak ikiye ayrılır. Erken reaksiyonlar; arı soktuktan sonra genellikle 15 dakika içinde başlar ve bu süre ne kadar kısaysa, şiddeti de o derece fazladır. Sistemik reaksiyonlarda lokal reaksiyonlardan çok daha ciddi olan izole kurdeşen ve anjiyodemden anafilaksi, hatta ölüme kadar değişen reaksiyonlar görülebilir. Arı alerjisi özellikle arı tarafından birkaç kez sokulan ve genetik olarak yatkın kişilerde ortaya çıkar. Arı alerjisinin ortaya çıkması için genetik olarak alerjiye yatkın bireyin birden fazla kez aynı arı türü tarafından sokulması gerekmektedir. Yani ilk arı sokmasında alerjiye ait herhangi bir reaksiyon oluşmaz. Sadece arının soktuğu yerde arı zehirine ait şişlik, ağrı ve kızarıklık gibi bölgesel belirtiler olur. Ancak ilk defa alınan bu arı zehirine karşı, alerjik hastalığa yatkın kişilerde immünglobulin E dediğimiz alerji antikoru oluşur. Daha sonraki sokmalar sonucunda arı zehiri ile bu antikor arasındaki etkileşim sonucunda ölümcül sonuçlar doğurabilecek olan anafilaksi tablosu (arı alerjisi) ortaya çıkabilir. Arı alerjisi, ülkemizde özellikle arı yetiştiriciliğinin çok olduğu bölgelerde rastlanmakla birlikte diğer insanlarda da görülebilir. Örneğin; piknik yapılan yerlerde arı sokması sık rastlanılan durumlardan biridir ve maalesef dramatik sonuçlarla karşılaşmamıza sebep olabilir. Az önce de belirtildiği gibi arı alerjisinin gelişmesi için de kişinin daha önceden arı tarafından sokulmuş yani “duyarlılanmış” olması gerekir. Şu da bilinmlidir ki arı tarafından her tekrar sokulma maalesef reaksiyonun daha büyük boyutlarda karşımıza çıkmansa sebep olabilmektedir. Yani önceleri arı sokması sonucu sadece bölgesel kızarıklık, kaşıntı gibi şikayetleri olan hastalarda daha sonraki arı sokmaları sonucunda çok daha büyük reaksiyonlar oluşabilir. Bu nedenle arı alerjisi bulgusu veren hastaların en yakın zamanda bir alerji ve immünoloji uzmanı ile görüşmesi “hayat sigortası” anlamı taşır. Tanı ve Tedavi: Arı alerjisi varlığı deri testleri ve kan testleri (RAST) ile saptanabilir. Daha önceden arı tarafından sokulup ciddi reaksiyon görülen kişilere arı alerjisi aşısı uygulamak gereklidir. Bu tür tedaviler mutlaka bir alerji ve immünoloji uzmanı tarafından özel şartlar altında uygulanmalıdır. Arı alerjisi olduğu kanıtlanan ve daha önceden ciddi reaksiyon hikayesi olan kişilere uygulanan arı alerji aşısı (immünoterapi) neredeyse % 100 tedavi sağlayan bir yöntemdir. Bunun dışında arı alerjisi olan kişiler mutlaka yanlarında bu durumu belirtir bir künye taşımalıdır. Ayrıca kendi kendilerine uygulayabilecekleri adrenalin enjektörlerini mutlaka yanlarında taşımalıdırlar. Arı sokmasından hemen sonra elbise üzerinden dahi yapılabilen bu enjeksiyon hastaya bir hastaneye gidinceye kadar zaman kazandırır ve hatta hayat kurtarıcı olabilir. Tüm bunların yanında arı alerjisi olan hastalar yanlarında anti-alerjik ilaçlar ve kortizon iğneleri bulundurmalıdırlar. Bunların hepsi hızlı bir şekilde alınacak profesyonel yardıma kadar hastaya yaşam desteği şansı sağlar. Özellikle yaz aylarını yaşamaya başladığımız şu dönemlerde arı sokması açısından en riskli zamanları yaşamaktayız. Bu nedenle arı alerjisi olan kişilerin, hatta alerji riski taşıyan kişilerin arı sokmalarından korunmak için alabileceği çok basit önemleler bulunmaktadır. Bunlar aşağıda belirilmiştir. Arı Alerjisi Olanlara Öneriler ” Yazın pazar alışverişi yapmayın, bahçede dolaşmayın, ” Açık yerlerde yemek veya meyva yemeyin, hoş kokulu meyva suyu, gazoz içmeyin, ” Piknik yapmayın, ” Parfüm, deodorant, kolonya sürmeyin, ” Güzel kokulu sabun, şampuan kullanmayın, ” Parlak renkli, çiçekli elbise giymeyin, ” Çiçek toplamayın, çiçek takmayın, ” Tatile gittiğinizde etrafta arı kovanı olup olmadığını araştırın, ” Yaban arısını kovanı civarında öldürmeyin, bu arıdan salınan kokular diğer arıları üzerinize çeker, ” Çıplak ayakla yürümeyin, mümkünse dışarıda uzun kollu ve paçalı giyisiler giyin ve kahverengi giyisileri tercih edin, arılar kahverengini sevmez. Bahçe ile uğraşmanız gerekiyorsa şapka ve eldiven kullanın, ” Terli olmak bütün böcekler için çekicidir, riskli bölgelerde terli olmamaya özen gösterin, ” Eşek arısı saldırgan, bal arısı sakindir; ancak, sıcak havalarda her ikisi de saldırgan olacağı için bu havalarda dikkatli olun, ” Sizi bal arısı sokarsa iğnesini büyüteç ve çımbızla almaya çalışın, veya başka birinden yardım isteyin. ” Antialerjik ilaçları devamlı yanınızda bulundurun. ” Daha önceden şiddetli arı alerjisi geçirmiş kişilerin yanında her zaman EpiPen® taşıması gereklidir. Epipen® kendi kendinize uyluk üst kısmından uygulayabileceğiniz bir enjeksiyondur. Epinerfin içerir. Epinefrin anafilaktik şokta kullanılan en önemli ilaçtır. Arı sokması halinde; ” Sokma yerinin üstünden bandaj uygulayın, bu bandajı her 10 dakikada bir 3 dakika kadar gevşetin, ” Sokma yerine soğuk uygulayın, ” Anti alerjik ilaçları uygulayın, ” Elinizde adrenalin veya EpiPen® varsa kullanın, ” EN KISA ZAMANDA DOKTORA ULAŞIN
Benzer Videolar