ALİ ÇOKYİĞİT
BOKS ANTRENÖRÜ
Her sabah sela seslerini duyuyoruz,
Birilerinden ölüm haberleri alıyoruz,
Bir vesileyle mezarlıkların önünden
geçiyoruz..
Birbirimize sıklıkla,
Zaman Çabuk Geçiyor,
Ölüm Var, Dünya Yalan… Diyoruz..
Taş çatlasa 100 yıl dan fazla
yaşamayacağımızı da biliyoruz…
Peki o zaman nedir bu dünyaya dalışlarımız?
Bu aldanışlarımız,
Asıl yurdumuzu unutmalarımız,
Birbirimizi kolayca kırıp,
Kırılmalarımız neden?
Koşar adımlarla,
Ama birbirimizi ezerek nereye gidiyor,
Neye ulaşmayı hedefliyoruz?
Zaman yetmiyor bize...
Çünkü zamanın kıymetini bilmiyoruz.
Bu yüzden yavaşlamıyor,
Çarçabuk kayıyor ellerimizden...
Yükselen binalarla beraber,
Büyüyen kibirlerimizi,
İçinde insan kalamadığımız süslü
Ve pahalı kıyafetlerimizi,
Yanıbaşımızdakine uzanamayan ellerimizi,
Hakikati görmemek için,
Kapattığımız gözlerimizi,
Ölüm dize getirir ancak...
Her nefis ölümü tadacaktır.!
Sizi bir imtihan olarak kötülük
Ve iyilikle deneyeceğiz.
Hepiniz de sonunda bize döndürüleceksiniz...
(Enbiya/35)
Ayette Rab'bimiz iki şaplak demiyor,
Ölüm Diyor Ölüm!
Çok sevdiğimiz,
Hemencecik sıkılan canımızın,
Bakmalara doyamadığımız bedenimizden
Çıkıp gitmesinden söz ediyor...
Ayy Öldüm, Bittim demek gibi bir şey değil..
Gerçekten ölmek ve bitmekten bahsediyor.
Ölüm ne haldeyken bulacak bizi?
Tv başında sabah programına
Veya dizilere dalmışken mi,
Akıllı telefonlarımızda kaybolmuşken mi?
En popüler kliplerle ritm tutarken mi?
Randevu vermiyor, “Geliyorum” demiyor ölüm.
“Hazırlığın Var mı Yok mu ?” diye sormuyor...
Kefenlerimiz vakkodan mı olsun?
Çenemize bağlanan çaput hint ipeği mi?
Ahh o soğuk toprağa nasıl gireceğiz..
Daha yeni botoks yaptırdığımız,
Kaşlarımızı şekillendirdiğimiz narin yüzümüz
Toprağa nasıl dayanacak?
Pervasızca işlediğimiz günahların
Zift gibi kapladığı,
Taştan daha katı kalplerimiz ne olacak?
Ölüm gelmeden nasıl temizleneceğiz?
Nasuh bir tevbe nasib olacak mı ?
Ya da gayret edecek miyiz arınmak için?
“Off İçim Karardı” dedi biri...
“Kabrin İçi Daha Karanlık” dedi diğeri…