“Yanıltıcı” gelişmelere Adana ne diyor?

OKTAY EROL

“Yanıltılmanız”, yalnız sizi ilgilendiren/ etkileyen bir konuyla, “bir başınıza” uğraş vererek üstesinden gelemeye çalışırsınız! “Yanıltılmışlarınızda” etmen olan isimleri/ olguları sorgularsınız! Ancak “yanıltılmanızla”, başkalarını da “siz” aldatıyorsanız, başkalarını “siz” kısır döngünüze tutsak ediyorsanız, başkalarını “siz” içinden çıkılması zor alanlara sürüklüyorsanız, yaşamın “her şey güzel olacak” sürecini karanlığa dönüştürüyorsanız… İşte o zaman, size “dur” demenin zamanı! Geriye çekilmelisiniz! “Aldatılmışlığınızı” bile “ödül” saydırmak için verdiğiniz “çabanın” son bulması gerek artık! Kendinizi “vazgeçilmez/ bulunmaz” olarak göstermeniz son bulmalı! Size “danışılan” olmalısınız, “yanıltılması” süren değil! *** CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun son yıllarda gerçekleştirdiği “benzemezlerle” sürdürmeye çalıştığı girişim her ne denli “başta” olumlu görülmüş olsa da, ilerleyen süreçte “ilkelerinden” ödün vererek yolunu sürdürmesi, özellikle de “tabanı” düşünmeden attığı adımlar haklı olarak “tartışma” konusu oldu! CHP’nin kuruluş felsefesi neydi, neler kırmızıçizgisiydi, nelere “ödün” vermesi düşünülemezdi, kullandığı “dil” nasıl olmalıydı, toplumun hangi katmanı önceliği olmalıydı… “Benzemelerle” çıkılan yolun adı “demokrasi” olmuş olsa da, geçen süreçte yaşananlar “hiç de” öyle olmadığını göstermesine karşın Kılıçdaroğlu’nun söyledikleri “taşınacak/ kaldırılacak” boyutta değil! İçinde bulunduğu “yanıltılmışlığı”, akla uymayan biçimde “savunur” olması bile; işin sonuna gelindiğini ortaya koyduğu düşüncesindeyim! *** Daha dün, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, “neden” öyle olduğu bilinmeyen “veriler” sıralarken, yine “yanıltıldığını” düşünenlerdenim! Şimdi, “benzemelerin” seçim sonrasında yaptığı açıklamalar, gerekirse “iktidarla” birlikte olabilme çıkışları hepsi birer birer “değişimin” parçasıysa eğer, şu sözlere bakın: “25 milyon insanla bir araya gelebildiysek büyük bir değişimi zaten başlatmışız demektir. Bugünkü görevim, 25 milyondan bir kişiyi bile feda etmeden, ülkemin namuslu, vicdanlı, hakkın yanında olan kitlelerinin sayısını artıracak süreci yönetmektir.” Bir “danışman” çıkıp, Kılıçdaroğlu’na “Ekmeleddin İhsanoğlu ile Selahattin Demirtaş’ın oy yüzdesi yüzde kırksekizin üstüydü, Muharrem İnce ile diğer muhalefet partileri yüzde kırkyediyi aşan oy aldı! Sizin aldığınız yüzde kırksekiz bulunmaz Hint kumaşı değil” neden söylemiyor? *** CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun “yanılmayı” bırakın, partinin tabanını da “yanıltarak” topluma zarar verdiğini söylemek o denli zor değil artık! O, yirmibeşmilyon dediği “oyu” aylardır koruduğu/ kolladığı “benzemezler” sahiplenip götürdüler bile; milyonlar harcadığı danışmanları bilmiyor olmalı! Genel Merkezde bu ya da benzer “yanıltıcı” gelişmeler olurken; il/ ilçe örgütlerinde neler oluyor, bundan sonra nasıl gelişmeler olacak, bölgeler “yerel seçime” nasıl hazırlanacağı konusunda da “belirsizlik” sürüyor? Örneğin yaşadığım kent Adana’nın “değişim” sürecine ilişkin düşüncesini öğrenmek isterim, bilgi veren olursa! Neler yapıyorlar, hangi örgütsel çalışmaları sürdürüyorlar, “anlatma” gereği duyarlarsa, öğrenmek isterim…
Benzer Videolar