Sizi gidi yaygaracılar sizi!

Sizi gidi yaygaracılar sizi!

ABONE OL
Ağustos 27, 2024 19:31
Sizi gidi yaygaracılar sizi!
1

BEĞENDİM

ABONE OL

YAZI / YORUM
ÖNCER ÜNLÜ (BAŞYAZAR)

Eskiden stadyumlarda Türk milli takımı öne geçtiği ve galibiyeti koruyacağı anlaşıldığı zaman tüm tribünlerden coşkuyla aynı slogan atılırdı.

” Avrupa Avrupa duy sesimizi; İşte bu Türk’ün ayak sesleri diye.”

Kompleksliyiz ya ! Avrupa bizi sevmiyor, bizden nefret ediyor. Sen her maç bağıradur, onların da umurundaydı ya!  Hala da değil.

Bir haftadır sosyal ve görsel medyayı dışarıdan takip ediyorum. Duyduğum ve okuduğum her şey yukarıdaki tribün sloganına benziyor.

” Öldük, bittik .”

” Siz de hiç mi insaf kalmadı ? ”

” Nedir bu zamlar ? ”

Buna benzer boş gürültüler, patırtılar.

Neymiş efendim: ” ZAM, ZAM, ZAM…”  Peki ne olacaktı ? Güzel ve yapılabilir bir fikriniz varsa söyleyin çekinmeyin.

Oturmuşlar klavyelerinin başına, İnstegram’da, Twitter’de, Facebook’da yazıp duruyorlar, kendilerini parçalıyorlar. Tabii büyük çoğunlukta kes yapıştır yöntemiyle çalışıyor. Çünkü daha az elleri, parmakları yoruluyor.

Muhalif kanallarda ve muhalif köşelerde aklı başında ekonomistler hükümeti eleştirip duruyorlar. Haklılar mı ? Yüzde bin haklılar ama…

Onlar da bilmiyor muydu? Seçimden sonra kim gelirse gelsin dolaylı tüm zamlar her şeyin üzerine binecek, sağanak gibi yağacak. Yok tekrar alınan vergiler Anayasa’nın şu ya da bu maddesine göre alınamazmış da, aykırıymış da. Eee bunlar doğru ama alıyorlar işte. Sen sabaha kadar davul çal, dur. Ayrıca değerli ekonomistler sizi kim dinleyecek Allah aşkına! Diyorsanız ki televizyonlara çıkıp ünümüze ün katıyoruz, o zaman haklısınız saygı duyarım.

Bazıları söyleniyor : ” Siyasi dürüstlük nerede ?”

Ben söyleyeyim. Dağa kaçtı. Sonra da yandı bitti, kül oldu.

“Sevgili Arkadaşlar, Sevgili Okurlar, Sevgili Milletim ;

Siyasette dürüstlük ne zaman olmuş ki, şimdi olsun. Siyaset zaten her şeyin tersini söylemektir. Bizim gibi üçüncü lig de mücadele eden ülkelerde bu böyle sürüp gidecektir.

Seçimi kazanmak için her şey mübahtır. İster iktidarda ol ister muhalefette. Fark etmez.

Sanki Erdoğan ve AKP seçimi kaybedip de Kılıçdaroğlu ve Altılı Masa kazansaydı değişecekti.

Hadi canım güldürmeyin beni…

Ben ” Yandık, bittik ” masalını artık almıyorum, lütfen başka kapıya.

Özellikle son beş yılda ekonomide yapılan akıl almaz politikalar, seçim yatırımları, seçim popülizmi yüzünden zaten duvara çarpmıştık uzatmalar oynanıyordu. Dünyada benzeri bulunmayan ekonomik fanteziler yüzünden enkazın altında kalacağımız gün gibi ortadaydı.

Zamlara, ağırlaşan vergilere bağırıp çağıran, öfkelenen güzel insanlar, en yakında yapılacak yeni bir seçimde vaat edilecek popülist uygulamaları görsün ve elde ettiği kazançlara baksın, yaşadığı her şeyi unutur oyunu aynı yönde kullanır.

Kendinize ve çevrenizdekilere lütfen şu soruları soralım ve yanıtlarını birlikte verelim. Popülizm yapmadan, adam ya da parti kayırmadan, kıvırmadan verelim ama.

Dış güçler ve düşman bellediğiniz Avrupa, A.B.D. -Kanada, Japonya, Çin, Singapur vb. ülkelerin hangisinde 25 yıl çalış, 40 lı yaşlarda emekli ol ya da 38 li yaşlarda para yatır “Süper Emekli” ol nerede yazıyor bu! Kendinize sorsanıza. Her 1 emekliyi 3 çalışan sübvansiyon ediyor, haberiniz var mı? Bir hesaplayın bakalım 40 yaşında emekli ol sonra da 80 yaşına kadar devletten fazlasıyla maaşını al.

Böyle ülkelerde hiç gördünüz mü? İşittiniz mi ?!

İktidar ya da muhalefetin emeklilik yaşını yükselteceğim dediğini. Bizde tersi olur. Her seçim döneminde ister iktidar, ister muhalefet herkesi neredeyse emekli eder.

Böyle hikaye olmaz ama bizim gibi ülkelerde olur.

Sonra da her gelişmiş önüne gelen ülkeyi düşman belle.

Şu anda Türkiye’de 16 milyon kişi prim ödüyor ve özel sektörde çalışıyor. Buna karşılık 5 milyonu kamu olmak üzere 16 milyon kişi de emekli maaşı alıyor.

Soruyorum: ” Sistemi kurtarma reçeteniz nedir ?”

Aklıma gelmişken yazayım.

Yurt dışında özellikle Almanya, Fransa, Belçika ve Hollanda’da yaşayan gurbetçilerimiz çile çekiyormuş.

Niye mi?

Ailecek Türkiye’ye tatile gelmeye zorlanıyorlarmış. Uçak biletleri çok pahalıymış. Dört kişilik bir ailenin yurt dışından gelip 10 gün kalması binlerce euroya patlıyormuş.

Hani sizleri hor gören Hans, George, Michael, Angela, Mary… çıldıracaktı ! Eziklik kompleksinden kurtulacaktınız ? Enflasyon dış güçlerde vardı ama bizde yoktu.

Demek ki euroyla, dolarla, sterlinle maaş alan gurbetçilerimize de, turiste de artık Avrupa’dan daha pahalıya geliyoruz.

Ülkenin %10’nunun bir şeyden şikayet ettiği yok. Çünkü en pahalı araba satışlarında kuyruk var, en kaliteli yerler her yaz sezonu dolu, yiyeceklere verilen paralarda sorun yok onlar gayet güzel geçinip gidiyorlar. Maaşları fazla erimeyen ve her daim iktidara yakın duran dar gelirlilerde AKP ye daha coşkulu sahip çıkıyorlar. Geriye ismini Turgut ÖZAL’ın koyduğı ” ORTA DİREK” kalıyor. Gerçi o da bitmek üzere ya ! Yani ” Beyaz Yakalı” dediklerimiz. Sürekli enflasyonun altında zam aldıkları için hayat standartları düşüyor, bu nedenle de en çok onlar bağırıyor.  Bu arada onları da kınamıyorum. Herkes alıştığı hayatı sürdürmek için cebine giren paraya bakar. Ama çok yakında Türkiye’de herkes asgari ücretlilerle eşitlenecek   gibime geliyor.

Bir ülkede  +18 den itibaren herkes gelir beyannamesi vermiyorsa ve hala  vergi sistemi içinde ” Basit Usul ” denilen ucube, haksız, saçma sapan bir sistem varsa boşa diyecek bir şey yoktur.

Son bir soru :

Dünya’nın hangi ülkesinde insanlar IMEİ kayıt ücretleri 20.000 TL de olsa yeni telefon almaya hücum ederler ?

Bu bile derin analizlere, ekonomik açıklamalara gerek olmadığını gösterir.

Türkiye Yüzyılı muhteşem başladı, kıskananlar çatlasın.

Yerel seçimlere kadar  tam gaz yola devam.

Dün akşam beş kişi bir yerlerde dondurma yiyorduk. İçlerinden bir tanesi dedi ki;

” Arkadaşlar, Türkiye’de özel sektörde beyaz yakalıysan cehennemi yaşıyor gibisin, kamu da vaizsen cenneti yaşarsın ” dedi.

Yorum yapmadan sadece sustuk.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP