OKTAY EROL
Asıl görevleri bu yurdun varsıllıklarını iyi yönetmek, yurttaşlarını iyi yaşatmak olan politikacılar ne ülkenin değerlerini iyi kullanabildiler ne de yurttaşlara daha iyi bir gelecek sundular! Çok partili sisteme girilmesinden bu yana hiçbir “iktidarı”, bir diğer “iktidardan” ayırmadan altını çiziyorum: iyi yönetemediler, iyi yaşatamadılar!
Bu yurdun verimli toprakları gibi; insanlarını da “verimli” olacak biçimde “eğitmek”, doymasını sağlamak, tarımıyla/ sanayisiyle bölgenin göz bebeği olmasını sağlamak zor bir şey miydi? Sistemin daha ilk yıllarında üretimden/ eğitimden kopan, montaj tüketimi öne çıkaran, beyin göçünün önünü açan, öğrenci direnişlerini göz ardı eden, sonraki yıllarda “dışarıya olan bağımlılığı” erdem gibi beyinlere işleyen, ardından da günümüze değin gelen yasaklar/ korku yaymacılığı/ halkın yoksullaştırılması… Bir de sistemin belirlediği “seçim biçiminin” demokrasi sanılması…
Gerçekten, bu yurdun yurttaşı “iyi” yaşatılamadı, “iyi” de yaşatılamıyor!
***
Şimdi herkesin aklındaki/ bilindiği gibi yirmibir yıllık “iktidarın”, beş yıl daha “iktidar” olayı başarması! Ne demeliyim ki başka, “haksız yere oradalar” mı demeliyim? “Fazladan bastıkları oy pusulalarını mühürleyip sandığa doldurdular mı demeliyim? “Islak imzalı tutanakları sisteme geçirirken montaj mı yaptılar” demeliyim? Sonuç ortada olmasına karşın “söylenti” bitmiyor! Bilmem nerede sandık görevlisi yokmuş, bilmem kaç tane sandıktan “bir tane bile” oy çıkmamış!
Kim ne anlatırsa-anlatsın “gerçekten” anlamıyorum! Seçim sürecinde yaptıkları “her tür” yanlışa, “her tür” utangaç davranışa, havalarda uçuşan “kazandık” çıkışlarına karşın insanlar sandığa gitti, oyunu verdi, politikacıların “sandık görevlilerimiz tamam” demesine inandı! Yüzyıllık geçmişi olduğunu sıkça vurguladıkları partinin “yöneteni/ sözcüsü” olmayı başaramadılarsa “suç” kimin?
***
Her seçimden sonra haklı olarak konuşulur! Seçim sürecinde “aldık/ alıyoruz” diyenler eleştirilir! Yönetimin “istifa” etmesi istenir!
CHP’nin içine yapıştırılmış gibi “tepkileri” göz ardı edenler, “iktidara” / “liyakate” uyması için kaç bakan, kurum başkanı için “istifa et” demedi? Şu an aynı durumda olan kendileri… CHP’yi yönetmeyi bilmiyorlar, örgütü kurgulayamıyorlar, üstlendikleri ödevi yerine getiremiyorlar! Sıkça “iktidarın” yapmasını istedikleri “istifa” eylemini ortaya koymalılar!
***
CHP’de Grup Başkan Vekili yapılan Özgür Özel, seçmenin gösterdiği tepkiler için öyle bir paylaşımda bulunmuş ki; sanırsınız ki bu parti kendisiyle var, sanırsınız ki bu parti kendi olmadan bir hiç, “iktidarın” yurttaşlara hayın/ sürtük/ terörist/ kendini bilmez demesi gibi “Kılıçdaroğlu istifa etsin diyenlerin altını kazıyın ya AKP’li ya da Cumhur İttifakı trolü çıkar” demiş!
Bir seçmenin trol olmaması için “yolunuza devam edin, sandıkları korudunuz, siz yeter ki koltuklarınızda oturun/ yemeğimiz soğansız da olsa önemli değil” demesi mi gerekiyor?
Bugüne değin düşünmüyordum ama, şimdi “istifanızı” istiyorum; trol mü oldum şimdi?