Salebin Önemi
Salebin bileşiminde elde edildiği yöreye göre % 11-44 glikomannan (polisakarit), % 8-19 nişasta, % 1-4 şekerler, % 0,5-1,5 azotlu maddeler, % 2-10 kül ve % 8- 12 rutubet bulunur.
Kullanım özelliği, temelde içerdiği glikomannandan kaynaklanır. Glikomannanın bir gramı, 200 ml suyu emer. Bu özelliğinden dolayı, besinlerle tüketildiğinde besin unsurlarının emilmesini geciktirir.
Çözünebilir lifli bir besin maddesi olarak da sınıflandırılan glikomannan, suyu tutma özelliğinden dolayı başlıca besinlerin, özellikle dondurmanın kıvamını artırmada kullanılır.
Geleneksel hekimlikte bazı metabolizma rahatsızlıklarını düzeltmek, solunum yollarını yumuşatmak, zihni açmak ve tokluk hissi oluşturmak amacıyla kullanılır. Salepten özellikle kış aylarında içecek olarak da yararlanılmakta; bu amaçla çoğunlukla çayır salebi kullanılır.
Salep orkideleri, ülkemizin birçok bölgesinde doğal olarak yetişmekte olup yumrularından gıda ve ilaç hammaddesi olarak yararlanılmaktadır.
Salep orkidelerinin en yaygın bulunduğu bölgeler Kuzey Anadolu (Kastamonu), Güney Anadolu (Muğla, Antalya, Silifke), Doğu Akdeniz (Kahramanmaraş), Doğu ve Güneydoğu Anadolu (Malatya, Adıyaman) bölgelerimizdir.
Salep Orkideleri
Doğadan sökülen salep orkideleri toz haline getirildikten sonra sıcak içecek olarak, dondurma yapımında, gıda sanayinde kıvam artırıcı ve tıbbi olarak yararlanılmaktadır. Türkiye’de her yıl yüz milyonun üzerinde salep orkidesi tahrip edilerek üremeleri ve çoğalmaları engellenmektedir. Bu nedenle, özellikle yoğun olarak toplanan salep orkidelerinin doğal floradan kaybolma riskleri oldukça yüksektir. Bütün bu olumsuzlukların yanında salep yumrularına olan iç ve dış talepler de hızla artmaktadır.
Anadolu’nun değişik bölgelerinde, 120 farklı orkide türünden salep elde edildiği tahmin edilmektedir. Salep elde etmek için Anacamptis, Barlia, Comperia, Dactylorhiza, Orchis, Ophrys, Platanthera ve Serapias gibi yumrulu orkideler yaygın olarak kullanılmaktadır.
Salep orkideleri doğada kendini kolayca yenileyemez. Söküm ile yumrusu ortadan kaldırılan bitkinin doğada kendini yenilemesi tohumlarının çimlenmesi ile olabilmektedir. Çok küçük olan orkide tohumlarında endosperm yoktur ve doğada tohumların çimlenmesi ancak mikorhizal funguslarla simbiyotik olarak gerçekleşmektedir. Buna rağmen doğal yaşam alanlarında ortalama çimlenme oranı %5’ten daha azdır. Ayrıca çimlendikten sonra bitkinin büyüyüp gelişmesi türlere göre 2-6 yıl gibi uzun süreler almaktadır.
Salep Üretimi
Genellikle, her bir salep bitkisinin yılda sadece bir adet yeni yumru üretmesi yumrularla üretimin ekonomik olmasını engellemektedir. Tohumla üretimde ise çok daha önemli ve karmaşık sorunlar bulunmaktadır.
Orkide tohumlarında endosperm bulunmaması nedeniyle mikoriza olmadan (asimbiyotik) in vivo kültür koşullarında çimlendirilmesi mümkün görünmemektedir. Ancak, in vitro koşullarda yapay besi ortamlarında embriyoların çimlendirilmesiyle bu sorun aşılabilmektedir.
Orchis, Ophrys, Platanthera, Serapias vb. türlerinin yumruları doğadan sökülür. Güneşte kurutulan salep yumruları süt veya ayran içerisinde aynatıldıktan sonra kurutulup toz haline getirilir.
Sürdürülebilir Hasat
Genellikle salep bitkisi iki yumru üretir, bunlardan biri daha iri ve sert (yeni) diğeri ise daha küçük (eski) ve yumuşaktır. Eğer, topraktan kazılan bitkiden sadece iri ve sert olan yumru sökülür ve diğeri bırakılırsa bir sonraki yıl aynı bitkiden tekrar yumru alınmaktadır.
Bu uygulamada önemli olan, yumru alındıktan sonra bitkinin derhal toprağa tekrar dikilmesidir. Anlaşılacağı üzere, basit bir eğitimle salep türlerinin yaşamlarını sürdürmesi sağlanabilmektedir. Alınan bilgilere göre söz konusu bitkilerin yaşama oranı %80 civarında gerçekleşmektedir.
Salep türlerinin üretimi konusunda çok sayıda araştırma yapılmasına rağmen günümüze kadar uygulamaya aktarılacak sonuçlar elde edilememiştir. Bu nedenle, ticareti yapılan salep yumrularının hemen hemen tamamı doğal floradan sökülmektedir.
Salep türleri, tohumları ve yumruları ile çoğalabilirler. Doğal ortamlarında mikoriza mantarları ile simbiyotik yaşam oluşturarak üremelerine devam ederler. Orkidelerin bir kapsülünde milyonlarca tohum (toz görünümünde) olmasına rağmen sadece embriyodan oluşması nedeniyle tohumla üretimde büyük sorunlar yaşanmaktadır.
Tohumla Üretim
Tohumla üretimde iki yol izlenmektedir; 1) Simbiyotik çimlendirme, 2) Asimbiyotik çimlendirme. Doğal olmasına rağmen simbiyotik çimlendirmenin uygulamadaki başarısı çok daha düşüktür. Çünkü, simbiyotik yaşamda bitki ile mikoriza mantarları arasındaki denge çok hassastır.
Asimbiyotik çimlendirme ise genellikle in vitro ortamlarda (embriyo kültürü) yapılmaktadır. Salep tohumlarında endosperm bulunmadığı için karbon kaynağı olarak şeker ve diğer besin maddelerinin haricen verilmesi gerekmektedir. Bu amaçla, uygun besin maddelerini içeren yapay besi ortamları kullanılmaktadır.
Toz halindeki tohumlar ayrılmadan yapay besi ortamına (agarlı) ekilirler ve her bir embriyodan “protokorm” olarak adlandırılan yapılar meydana gelir. Daha sonraki aşamada protokormların bitkiciklere dönüşmesi gerekmektedir. Bunun için protokormlar yeni bir ortama aktarılır ve bitkicik oluşması sağlanır. Yaklaşık 1 yıl sonra toprağa aktarılabilecek yumrulu bitkiler elde edilebilmektedir
Yumruyla Üretim
Yumruyla üretimde 1 yılda ürün alınabilmektedir.
Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nde yürütülen proje kapsamında, her yıl 3-4 yeni yumru oluşturan genotipler bulunmuştur. Söz konusu proje sonucunda Orchis sancta ve Serapias vomeracea türlerinin üretimine başlanmıştır.
Nisan-Mayıs aylarında sökülen yumruların 10 gün gölgede soldurulduktan sonra Eylül-Ekim aylarına kadar depolanması gerekmektedir. Depolanmış olan yumrular, Eylül-Ekim aylarında fide yastığı gibi hazırlanmış olan araziye 20 cm x 15 cm sıklığında dikilirler.
Bir sonraki yıl Nisan-Mayıs aylarında hasat olgunluğuna gelirler. Çiçeklenme döneminde yumrular da oluşmaktadır.