Oğuz Kağan Destanı Özet – Bilgin Adalı

Arka Kapak Bilgisi

Oğuz Kağan Destanı, Bilgin Adalı'nın güzel dilinden, Türklere ait bir yaratılış efsanesi ile yiğitliği ve önderliğiyle ünlü Türk kahramanı Oğuz Kağan'ın destanını içeriyor... Sadece yiğitlik ve cesaretle kahramanlık destanı yaratılamayacağını, adaletin de önemini vurgulayan Adalı'nın yeniden yazdığı bu destanı Mustafa Delioğlu resimledi. Başlangıçta ne yer vardı ne de gök... Yokluğun dört bucağını sonsuz sular kaplardı. Derken insan yaratıldı. İnsanoğlu çoğaldı, kendine yurtlar buldu. Destanlar yazdı.

Oğuz Kağan Destanı Özet

Bilgin Adalı, ilk olarak Yaratılış Destanı’ndan başlıyor. Kayra Han bir tanrıdır. Evrende tek başına sıkılmaktadır. Bir gün yine tek başına suyun üzerinde uçarken Ak Ana belirir ve Kayra Han’a yaratmasını söyler. Kayra Han Kişiyi yaratır. Kişi zamanla Kayra Han’dan kendisini üstün görmeye başlar. Üstünlüğünü kanıtlamak için Kayra Han’dan daha yüksekte uçmaya başlar. Kayra Han bunun üzerine öfkelenir ve uçma yetisini elinden alır. Kişi neredeyse boğulmaktadır. Kayra Han’dan yardım ister. Şefkatli Kayra Han, suyun dibinden taşlar yükseltir. Kişi bu taşlara tırmanarak ölümden kurtulur. Kayra Han’ın canı sıkılır. Kişi’ye denizin dibinden toprak getirmesini emreder. Kişi’nin getirdiği toprakları Kayra Han suların üzerine serper toprak genişlemeye başlar. Bunlar karaları oluşturur. Kişi, Kayra Han’dan gizli toprak almıştır. Bu sebeple onun ağzındaki toprakta genişler. Kayra Han, onları atıp kurtulmasını emreder. Bunlar da tepeler ve bataklıkları oluşturur. Yer ile gök birbirinden ayrılır. Yeryüzü ve gökyüzü oluşur. Kayra Han, altı günde yeri ve göğü yaratır. Yedinci gün uyur, dinlenir. Kayra Han uyurken dalsız budaksız bir ağaç yeşermiştir. Kayra Han, ağacın dokuz dalı olmasını ve her dalın kökünden dokuz insan türemesini emreder. Dokuz ulus doğar. Bunlarla beraber çeşitli meyve ve binbir çeşit yaratık doğar. Kişi, kendi ulusunu kurmak ister ama Kayra Han izin vermez. Kişi, buna kızar. Kayra Han’ın güneşin battığı yerdeki meyveleri yasakladığını öğrenir. Bekçi olan yılan ve köpeği kandırır. Önce meyveyi yılana yedirir. Daha sonra Doğanay’ın karısı Ece bu meyveden yer. Ece de kocasının ağzına sürer. İşte o vakit, ikisinin de bedeni tüyler kaplar. Birbirlerinden utanarak gizlenirler. Tanrı Kayra Han, tüm olanları görür ve hepsine ayrı cezalar verir. Yılana tüm insanlık sana düşman olsun der. Ece’ye üremek için doğum ile acı çekme cezası verir. Doğanay’ı da kendi ışıltılı ülkesinden Kişi’nin ülkesine yollar. Kayra Han, kendi köşesine çekilir. Gök Oğul’u vekil olarak gönderir. Gök Oğul, türlü alet yapımı ve yenebilecek bitkileri gösterir. Tanrı Kayra Han, Kişi’ye Erlig adını verir. Karanlıklar dünyasına sürgün eder. Kayra Han, evreni yönetmek için göğün on yedinci katına çıkar. Bilgin Adalı, Oğuz Kağan Destanı kitabının ikinci bölümü olan Oğuz Kağan Destanı’na geçiş yapar. Yukarıda Gök Tanrı, aşağıda Yer Tanrı egemendir. Asya’nın tam orda yerinde Türk boyları mutluluk içinde yaşarlar. Türk boyları, tanrılardan kendilerini düzenle yönetecek bir hakan isterler. Tanrılar onların dileklerini yerine getirir. Ay Tanrıçası Ay Kağan, Kanatlı Tanrı Kayra’dan hamile kalır. Erkek bebek dünyaya gelir. Adını Oğuz koyarlar. Ana sütünü bir kez emer ve çiğ et, aş ve şarap ister. Oğuz Kağan, çok güçlü ve yiğit olarak namı tüm ülkeye yayılır. Türklerin yurdunda çok büyük bir orman vardır. Türkler korkusuzca avlanırlar. Ormana sonra bir gergedan dadanır. Atları, sürüleri, insanları yiyen bir canavardır. Oğuz, korkusuz biridir. Yayını, okunu, kılıcını kuşanıp avlanmaya gider. Oğuz önce bir geyik avlar ve söğüt dalıyla bir ağaca bağlar. Gece olunca gider. Tan ağarırken döner. Geyik yerinde yoktur. Sonra bir ayı yakalar. Onu da aynı şekilde bağlar. Gergedan ayıyı da alır. Oğuz bu sefer kendisi pusu kurar. Gergedan gece gelip kalkanına vurur. Yiğit Oğuz da kafasını kılıcıyla gövdesinden ayırır. Obasına gergedanı götürür. Ala Doğan gergedanın karnını deşip yerken Oğuz onu da öldürür. Obasına götürür. Oğuz Kağan, avlanırken yorulur. Bir ağacın gölgesine oturur. Ansızın gök kararır ve ortalığı bir ışık kaplar. Oğuz Kağan, merak edip ışığın olduğu yere gider. Güzeller güzeli bir kız görür. Bu kızla evlenir. Üç oğlu olur. İsimleri; Gün, Ay, Yıldız’dır. Yine bir gün avlanmaya gider. Ağacın kovuğunda güzeller güzeli bir kızla karşılaşır. Bu kızla da ikinci evliliğini yapar. Üç çocukları olur. İsimleri; Gök, Dağ, Deniz’dir. Oğuz Kağan, tüm boyları bir baş altında toplamak ister. Boyların beylerine elçi ile haber yollar. Altın Kağan, Oğuz Kağan’ın bildirisine uyar ve onu hediyeleri ile yüceltir. Türk yurdunun batısında yaşayan Urum Kağan, kibirlenir ve onun sözünü tutmaz. Oğuz Kağan, Urum Kağan’ın üstüne sefere çıkar. Muz Dağı’nın eteğine gelir. Kırk gün konaklarlar. Bir sabah uyandığında Oğuz Kağan, çadırının ışıkla dolduğunu görür. Tüyleri ve gözleri gök renkli bir kurt belirir. Kılavuzluk etmek istediğini söyler. Oğuz Kağan’ın ordusuna kılavuzluk eder. Birkaç gün boyunca olaysız ilerlerler. İdil Müren adlı denizin önünde durular. Savaş burada başlar. Urum Kağan, halkını ve ordusunu bırakıp kaçar. Urum Kağan’ın kardeşi Uruz Bey, oğlunu yollar. Oğuz Kağan, onun ülkesine de sefere çıkar. Uruz Bey’in oğlu, babası onun halkını korumak için görevlendirdiğini söyler. Oğuz Kağan’dan özür diler. Altınlar verir. Oğuz Kağan, bu gence Saklap ismini verir. İdil büyük bir ırmaktır. Oğuz Kağan’a geçit vermez. Akıllı bir asker olan Ulu Ordu Bey bir köprü yapar. Buna çok sevinen Oğuz Kağan, buranın beyi sen ol der. Adın Kıpçak Bey olsun der. Oğuz Kağan’ın alaca atı Muz Dağı’na kaçar. Korkusuz bir yiğit Oğuz Kağan’ın atını bulmak için bu dağa gider. Atını getiren yiğide Karluk adını verir. Ondan buranın beyinin olmasını ister. İlerlerken büyük bir saray ile karşılaşır. Sarayın kapısını açamaz. Temürdü Kağul, sarayı açar. Oğuz Kağan, bu kişiye Kalaç ismini verir. Toprağı verimsiz Çürçet diye bilinen bir yere gelirler. Çürçet Kağan’ın yönettiği bir yerdir. Maden bakımından zengindir. Oğuz Kağan’a Çürçet Kağan karşı gelir. Büyük bir savaş çıkar. Oğuz Kağan burayı da kendisine bağlar. Ganimetleri götürmek için Barmaklığ Çosun Billiğ adında becerikli bir usta araba yapar. Bu ustaya Kangaluğ adını verir. Yine gök tüylü ve gök yeleli kurdun kılavuzluğunda Hint, Tangut, Suriye ülkelerinde büyük savaşlar olur. Oğuz Kağan güneydeki çok zengin Barkan ülkesine de saldırır. Masar Kağan, halkını bırakır kaçar. Oğuz Kağan bu ülkeyi de kendisine bağlar. Uluğ Türük rüyasında bir altın yay ve üç gümüş ok görür. Gün doğusundan gün batısına kadar altın yay uzanır. Gümüş oklar kuzeye doğru gider. Bu rüyayı Oğuz Kağan’a anlatır. Oğuz Kağan, oğullarını avlanmaya yollar. Büyük oğulları Gün, Ay, Yıldız’ı Doğuya gönderir. Küçük oğulları Gök, Dağ, Deniz’i batıya gönderir. Avlandıktan sonra Büyük oğulları altın bir yay bulur. Küçük oğulları üç gümüş ok bulur. Büyük oğullarına altın yayı paylaştırır. İsimlerine Bozoklar der. Küçük oğullarına üç gümüş oku paylaştırır ve sizin adınız da Oklar olsun der. Oğuz Kağan, oğulları arasında ülkesini paylaştır. Mutluluk ve huzurun devamını oğullarından da diler. DEĞERLENDİRME Bilgin Adalı, Türk Dünyasının önemli iki destanını Oğuz Kağan Destanı kitabında buluşturmuş ve metni bozmadan okuyucuya şiirsel bir şölen sunmuştur. Ara ara resimler ile desteklenen kitap aynı zamanda gençler için dikkat çekici özelliktedir. Türkçemizi güzel bir dil ile ifade eden yazar, metin altına kelime anlamlarını da ekleyerek açıklayıcı bir çalışma sunuyor. Bilgin Adalı, amacının genç kuşağın keyifle okuyabileceği bir metin hazırlamak olduğunu kitabın ön girişinde bizimle paylaşmaktadır.
Benzer Videolar