Prof. Dr. Haluk Özener’den Önemli Açıklamalar
KANDİLLİ RASATHANESİ MÜDÜRÜ HALUK ÖZENER' ÖNEMLİ AÇIKLAMALARDA BULUNDU
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Müdürü Sayın Haluk Özener Gaziköy merkez kıraathanesinde Çukurova İnternet Gazetecileri Derneği Adana, Mersin, Osmaniye, Niğde ve Hatay İlleri Üst Komisyonlar Başkanı Türkeş Manga'nın sorularını cevapladı.
Yaşadığımız büyük felaketlerin ardından memleketi Adana’nın Kozan ilçesi Gaziköy Mahallesine ziyarete gelen Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Müdürü Haluk Özener ve Çukurova İnternet Gazetecileri Derneği Adana, Mersin, Osmaniye, Niğde ve Hatay İlleri Üst Komisyonlar Başkanı Türkeş Manga ile soru cevap şeklinde aşağıdaki diyalog gerçekleşti.
Türkeş Manga: Büyük bir deprem felaketi yaşadık. Ülkemizde birçok ocağa ateş düştü. İnsanlarımız enkaz altında kaldı, yaralandılar, vefat ettiler. Şu anki durum nedir? Bunu bekliyor muyduk? Bundan sonra neler olacak?
Prof. Dr. Haluk Özener: Aslında ülkemiz neredeyse tamamına yakını bir deprem ülkesi ve bu gibi büyük depremler Türkiyenin her hangi bir yerinde, her hangi bir zamanda olabilir. Ama tek bilemediğimiz şey bunların zamanını bilemiyoruz. Ne zaman olacağını bilemiyoruz. Bu birinci deprem özellikle 7.7’lik deprem ilk deprem aslında sürpriz bir deprem değil, orada bulunan uzun yıllardır kırılmamış bir fayda deprem oldu. Ama ikinci bir deprem bundan dokuz saat sonra olan deprem genel olarak yerbilimciler bu depremi sürpriz olarak nitelendiriyor.
Çünkü o fayın o büyüklükte deprem üretmesi açıkçası çok beklenen bir şey değildi. O ikinci deprem birçok insan için sürpriz bir deprem oldu. Mevcut duruma gelirsek bu tarzdaki büyük depremlerden sonra artçı sarsıntıların bir yıla kadar sürmesi gayet doğal bir sonuç. Dolayısıyla maalesef yörede yaşayan, bölgede yaşayan yaklaşık 300 kilometrelik alanda yaşayan insanların önümüzdeki aylar beklide bir yıla varan bu artçı sarsıntılar görecekler. Dolayısıyla burada yapılması gereken tek şey olabildiğince sakin kalarak yani binalarınız hasarlı orta hasarlı yada ağır hasarlıysa kesinlikle binalara girmeyeceksiniz. Onun dışında yetkililerin, kim bu yetkililer çevre şehircilik ve iklim değişikliği bakanlığı uzmanlarının uyarılarına uyacaksınız. Eğer binalarınızın güvenli olduğu tespit edilmişse normal bir şekilde yaşamaya devam edeceksiniz.
Çünkü burada psikoloji de çok önemli bu tarz depremler dediğim gibi artçılar devam edecektir. Bunun bilincinde olarak hayatınızı sürdürmeye devam edeceksiniz. Maalesef ülkemiz bir deprem ülkesi.
Türkeş Manga: Dünyanın her tarafında depremler oluyor. Hatta bazı insanlar yaşadığımız bu depremi Japonyadaki depremle karşılaştırıyorlar. Orada 9 şiddetindeki bir deprem hasar vermezken burada çok daha küçük bir depremle çok büyük yıkım oldu diyorlar. Aslında yer kabuğunun yüksekliğine göre oluşan depremi uzmanlar 11 şiddetinde gibi tanımlıyorlar. Bu konudaki görüşlerinizi alabilirmiyim.
Prof. Dr. Haluk Özener: Aslında iki tane farklı konu var. Biliyorsunuz depremin büyüklüğü. O büyüklüğü siz nerede olursanız olun değişmiyor. Yani Maraşta olan bir depremin büyüklüğü 7.7 biliyorsunuz. 7.7 büyüklüğündeki bir depremi eğer siz Maraşta iseniz 11 şiddetinde hissetmeniz gayet doğal. Şiddet nedir bu depremde sizi etkilemesi yani meydana gelen kayıp ve hasar. Yeryüzünün şeklinin belki değişmesi sizin hissettiğiniz. Yani 7.7 lik deprem Maraş’ta 11 şiddetinde hissedilirken ayni deprem 7.7’lik deprem İstanbul’da sıfır şiddetinde hissedildi. Yani etkisi olmadı. Dolayısıyla depremin büyüklüğü siz nerede olursanız olun fark etmiyor. Ama şiddeti siz depremin olduğu yere ne kadar yakınsanız zemininiz ne kadar kötüyse, binanız ne kadar çürükse o kadar çok etkileniyorsunuz. İkisi birbirinden farklı.
Bu depremin merkez üssünde 11 şiddetinde hissedilmesi gayet doğal. Şöyle bir şey var, depremin büyüklüğü ülkelerin gelişmişliği ile de bağlı. Depremin büyüklüğünden şiddetine dönüşürken eğer çok sağlam binalar yapıyorsanız deprem sizi 11 şiddetinde değil beki 9 şiddetinde etkileyecek. Binanızın sağlam yapılmış olması, zemine uygun bina yapılmış olması zemin kötü olabilir ama zemine bilerek mühendislik uygularsanız, teknik uygularsanız az zararla atlatabilirsiniz bu depremi. Dolayısıyla mühendisliğin, bilimin ışığında ilerlemekte fayda var.
Türkeş Manga: Teşekkür ederim. Birde sürekli olarak komplo teorileri üretiliyor. Depremle ilgili olarak. Biliyorsunuz harp projesi ile bir harp silahı sisteminin kullanıldığı konusunda okurlarımızı bu konuda bilgilendirebilirmisiniz?
Prof. Dr. Haluk Özener: Haarp projesi var. Farklı farklı projeler var ama o projelerin bu büyüklükte bir depremi yaratma ihtimali sıfır. Hep dedikodu olarak duyuyoruz işte Amerikan gemisi Marmaraya geldi, deprem meydana geldi diye. Biraz önce masada sohbet ederken de eğer bir ülke bir ülkeye karşı bu tarz saldırı yapacaksa bence ilk sıralarda Türkiye olmayacaktır. Amerikanın böyle bir gücü varsa öncelikle gücünü iyi niyetle kullanıp kendi San Andreas fayını California fayını kırıp vatandaşlarını tahliye edip o fayı kırıp bundan sonra tehlike yaratmasını önleyebilir. Böyle bir teknoloji gücü varsa. Veya kötü niyetli kullanacaksa öyle bir teknolojiyi Türkiye’ye bu saldırıyı yapmadan önce bizden daha önce kendisine rakip yada düşman olarak gördüğü ülkeler var. Örneğin Çin’e yapabilir, Rusya’ya yapabilir. Kuzey Kore’ye yapabilir.
Dolayısıyla bu tarz iddiaları insanlar daha aklıselim şekilde değerlendirip nedenini, niçinine bakmaları lazım. Sonuç itibarı ile bu tarz komplo teoriler var. Farklı türde teoriler var ama bunların deprem yaratması, bu büyüklükte depreme sebep olması bilimsel olarak mümkün değil.
Türkeş Manga: Teşekkür ederim son bir soru daha sormak istiyorum. Sonuçta bu depremlerin arkası mutlaka gelecek, bu gün Maraş’ta, Hatay’da diğer illerde yaşarken yarın başka illerde, başka ülkelerde olacak. Bundan sonra ne yapmamız gerekiyor? Depreme hazırlıklı olmamız zorundayız deniliyor, hatta çök-yat şeklinde uygulamalı deprem hareketleri yapılıyor. Ama 14, 15. Kattaki binada ne kadar çökse de insan kurtuluş için alternatif olacağını zannetmiyorum.
Prof. Dr. Haluk Özener: Yapılması gereken tek şey depremin ne zaman ve ne büyüklükte olacağı ve biz buna ne kadar hazırız? Dolayısıyla deprem zararlarını azaltabiliriz. İlk başta yapılması gereken güvenli binalarda oturmak, yani deprem güvenli binalarda oturmak. Türkiye’nin her yerinden faylar geçebilir ama siz sağlam binalar yaparsanız zemin etüdü yaparsanız zemine göre bina yaparsanız bu depremlerden çok az etkilenebilirsiniz. Sonuçta gelişmiş ülkelerde bu tarzda uygulamalar var. Bizde de var 99 depremini bir milat olarak kabul edebiliyoruz. 99’dan sonra çeşitli tedbirler, önlemler alındı ama yeteri kadar odlumu? Bence eksiklikler var, ümit ediyorum ki bu 6 Şubat depremleri artık bir milat olur. Hem karar vericiler, hem vatandaşlar bu işi biraz daha ciddiye alarak elbirliğiyle, yani bunun siyaset üstü bir konum olması lazım. Siyasi o parti bu parti düşünmeden el birliği ile ülke olarak yani merkezi hükümetiyle, yerel yönetimiyle tüm karar vericiler ve vatandaşlarımız bir araya gelerek bu işin üstesinden gelebiliriz.
Bu konuda hem bilgi birikimimiz var, hem zekâ düzeyimiz var, hem pratikliğimiz var. İstediğimiz zaman kaynaklar da bulabiliyoruz. Bizde de kaynak sorunu olduğunu düşünmüyorum. Yeter ki belli bir hedef uğruna tüm ülke olarak bir arada çalışalım. Bunun başka bir kurtuluş yolu yok.
Türkeş Manga: Verdiğiniz bilgiler için teşekkür ediyor, başarılarınızın devamını diliyorum. İnşallah bundan sonra güzel haberler paylaşırız vatandaşlarımıza.
Prof. Dr. Haluk Özener: İnşallah