Cilt vücudumuzdaki en büyük organlardan birisidir. Halk arasında deri kanseri olarak da bilinen cilt kanseri, deriye sahip olduğu rengi veren melanin adlı renk pigmentlerini üreten melanosit hücrelerinin kontrolsüz bir şekilde çoğalması sonucunda ortaya çıkan bir sağlık sorunudur. Melanom olarak da adlandırılan bu durum, kimi zaman hiçbir belirti göstermeksizin aniden deri üzerinde çıkabilirken, kimi zaman ise kişinin önceden sahip olduğu bir “ben” dokusu üzerinde ortaya çıkabilir.
Melanosit hücrelerinin yapılarının olağandışı bir şekilde değişmesi ve çoğalması sonucunda bu hücreler diğer organlara da sıçrama potansiyeline sahiptir. Melanomlar diğer cilt kanserleriyle kıyaslandığında daha az görülürler. Buna karşın; cilt kanseri sebebiyle vefat eden kişilerin yaklaşık 3 / 4’ü melanomların yapısının bozulmasından etkilenmektedir. Ayrıca, cilt kanseri son derece hızlı yayılan bir hastalıktır. Dolayısıyla, tıpkı diğer kanser türlerinde olduğu gibi erken tanı cilt kanserinin tedavi edilmesi açısından son derece önemlidir.
Cilt uzaktan bakıldığında tek katmanlı görünse de aslında durum böyle değildir. Tıbbi ortamda incelendiğinde, cildin birçok katmanı olduğu görülür. Dolayısıyla mutasyona uğrayan hücrelerin hangi dokularda ve katmanlarda ortaya çıktığına göre deri kanserinin türü de değişiklik gösterir. Bu doğrultuda kişinin sahip olduğu kanser türünün tedavisi süreci zorlaşabilir ya da kolaylaşabilir. Cilt kanserinin 3 farklı türü aşağıda açıklanmıştır:
Bu kansere türü cildin en üst katmanında bulunan epidermisin bazal hücrelerinde ortaya çıkar. Ayrıca toplumda en sık görülen kanser türü olma niteliğine sahiptir. Bu kanser genellikle açık tene sahip olan, 50 yaş ve üzerindeki erkek bireylerde daha sık görülür. Bu durumun başlıca sebebi ise vücudun güneşe ve UV ışınlarına maruz kalmasıdır.
Bazal hücreli cilt kanserinin en yaygın belirtileri arasında deride ortaya çıkan kırmızı renkli lekeler, açık yaralar ve deride oluşan kabarıklıklar bulunmaktadır. Deride ortaya çıkan bu olağan dışı durumlar kaşınmaya, derinin kabuk bağlamasına ve sonuç olarak kanamalara yol açabilir.
Cildin orta ve dış katmanlarında skuamöz adlı hücreler bulunmaktadır. Bu kanser tipinde skuamöz hücreleri kontrolsüz bir şekilde çoğalma eğilimi gösterir. Asıl olarak güneş ışınına maruz kalan ya da estetik işlem yaptırıp bronzlaşan kişilerde görülme ihtimali daha yüksektir. Bu doğrultuda, skuamöz hücreli kanser sıklıkla yüz, saç derisi, el ya da boyun gibi bölgelerde ortaya çıkmaktadır.
Tıpkı bazal hücreli cilt kanserinde olduğu gibi açık tene sahip olan ve 50 yaş üzerinde olan kişilerin bu kanser türüne yakalanma ihtimali daha yüksektir. Ayrıca kişinin bağışıklık sisteminin zayıf olması ya da ailesinde cilt kanseri öyküsünün bulunması da bir risk faktörü olarak göze çarpar. Bu kanser türünün ortaya çıkması için derinin illa güneşe maruz kalması gerekmez.
Aynı zamanda genital bölgeler ya da bacağın iç kısmı gibi bölgelerde de ortaya çıkabilir. Skuamöz hücreli cilt kanserinin belirtileri genel olarak bazal hücreli cilt kanseri ile benzer yönde ilerler. Tıpkı diğer kanser türlerinde olduğu gibi iç organlara, dokulara ya da lenf bezlerine yayılma eğilimi gösterebilir. Dolayısıyla tedavi sürecinde erken teşhis son derece önemli bir yer tutar.
Melanin pigmentlerinin üretilmesinde sorumlu olan melanosit hücrelerinin yapı bozulmasına uğraması sonucunda ortaya çıkan bir cilt kanseri türüdür. Vücuttaki melanom hücreleri kontrolsüz ve hızlı bir şekilde çoğalır. Bu oldukça kötü huylu bir çoğalmadır ve cilt kanseri türleri arasında en tehlikelisidir. Melanom türdeki cilt kanserinin görülme sıklığı diğer türlere kıyasla daha düşüktür.
Ancak bu kanser sebebiyle ağır hastalık geçiren kişilerin önemli bir kısmı kötü huylu melanom hücrelerinden muzdariptir. Oldukça hızlı bir şekilde yayılan melanom, zamanında tanı konulamadığında vücuttaki diğer dokulara ve organlara sıçrayabilir. Melanom, vücudun herhangi bir bölgesinde ortaya çıkabilir. Bunun yanında, görünüm olarak diğer deri kanseri türlerinden ayrışabilir. Kişinin vücudunda genellikle kahverengi ya da siyah renkli lekeler görülür. Ayrıca bazı bölgelerde de mavi ya da pembe lekeler ortaya çıkabilir.
Cilt kanseri nedenleri genel olarak şu şekilde sıralanabilir:
Cilt kanserinin belirtileri arasında en göze çarpan durum, genellikle vücutta ortaya çıkan farklı renklerdeki lekelerdir. Cilt kanserinin ve ortaya çıkan lekelerin genel belirtileri aşağıda sıralanmıştır:
Cilt kanserinin bazı türleri oldukça hızlı ilerleyip çevredeki dokulara ya da organlara sıçrayabilir. Bu sebepten ötürü, cilt kanserine erken aşamada tanı konulması oldukça büyük bir önem arz etmektedir. Tanı aşaması aslında evde başlar. Zira kişinin kendisinin ya da çevresindeki diğer insanların fark ettiği belirtiler genelde hastaneye başvurmanın ilk sebebi olarak karşımıza çıkar. Vücudunu inceleyen kişi benleri üzerinde ya da cildinin genelinde olağandışı bir durum fark ederse bunu doktoruna bildirmelidir.
Deri kanseri ve benzeri deriyle alakalı durumların tanısı bir dermatolog (cildiye doktoru) tarafından konulur. Doktor kişiye öncelikle fiziki bir muayene yaparak sahip olduğu belirtileri inceler. Kişinin derisinde ortaya çıkan lekeler, lezyonlar ve varsa benler incelenir. Fiziki muayene sonucunda kararsız kalınan durumlarda kişinin derisinden biyopsi örneği alınabilir. Bir diğer inceleme yöntemi ise dermatoskopidir. Bu işlem sırasında cilt mikroskop aracılığıyla detaylı bir şekilde incelenir. Fiziki muayene, dermatoskopi ve cilt biyopsisi gibi tanı yöntemleri aracılığıyla kişinin kansere sahip olup olmadığı tespit edilir.
Cilt kanserinin tedavisi için mevcut olan en garanti yöntem cerrahi operasyondur. Asıl yöntem cerrahi operasyon olsa da, bununla birlikte kişiye uygulanabilecek olan immünoterapi, radyoterapi ya da kemoterapi gibi tedavi yöntemleri de söz konusu olabilir. Hangi tedavi yönteminin seçileceği, kişinin sağlık durumuna, sahip olunan kanserin türüne, lezyonun özelliklerine ve hastalığın evresine göre değişiklik gösterir.
Örneğin evre 0, evre 1 ve evre 2 cilt kanserinde cerrahi tedavinin tek başına uygulanması daha sık tercih edilir. Bu işlem sırasında kanserli lezyon cerrahi operasyon aracılığıyla vücut dışına çıkarılır. Hastalığın evresi ilerledikçe sadece kanserli lezyonun değil, aynı zamanda çevresinde bulunan dokunun da alınması gerekebilir.
Bununla birlikte deri kanseri tedavisi kapsamında, kanserin gizlice lenf bezlerine yayılmış olma ihtimaline karşın lenf bezlerinden de biyopsi örneği alınabilir. Cilt kanserinin lenf bezlerine yayıldığı durum ise 3. Evre olarak adlandırılır. Bu durumda cerrahi operasyon daha karmaşık hale gelir ancak yine de başarı oranı düşük değildir. İşlem sırasında hem tümörlü bölge, hem de lenf bezleri tamamen vücuttan çıkarılır.
Cilt kanseri tedavi edilebilen bir hastalıktır. Ancak geç tanı konulduğu durumlarda hastalığın beraberinde getirdiği ölüm riski artmaktadır. Deri kanserinin ilk evrelerinde hayatta kalma oranı çok yüksek iken, 3. ve 4. evrede sağ kalma oranı %50’nin altına düşer.
GÜNDEM
2 gün önceSÜRMANŞET
8 gün önceGÜNDEM
8 gün önceGÜNDEM
17 gün önceGÜNCEL
17 gün önceGÜNDEM
17 gün önceSÜRMANŞET
17 gün önceVeri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.