Bypass, kelime anlamı olarak törpüleme ifadesine tekabül eder. Şehir yaşamının, yeni nesil beslenme alışkanlıklarının ve spordan uzak bir yaşamın sonucu olarak, günümüzde kalp ve dolaşım sistemi ile ilgili rahatsızlıkların yüksek oranda arttığını söylemek mümkündür. Koroner damar hastalıklarının, kalp fonksiyon bozukluklarının ve diğer ilgili problemlerin tedavisi için geliştirilen cerrahi yöntemler ise her geçen yıl çağ atlamaya devam etmektedir. Bu yöntemlerden biri olan bypass ameliyatı, kalbi besleyen atardamarların tıkanması ve daralması sebebiyle uygulanan cerrahi bir girişimdir.
Söz konusu atardamarın beslediği bölge canlılığını kaybetmesin diye bu cerrahi yönteme başvurulur. By pass uygulaması sayesinde, atardamarın beslediği bölgeye yeterli miktarda kan verilir. Böylece canlılığın korunması hedeflenir. Özellikle açık kalp ameliyatları ya da bypass ameliyatlarında, seçtiğiniz hastanenin en güncel medikal teknolojileri takip ederek alanında tam anlamıyla uzman doktorları barındırması hayati önem taşır. Özel Denizli Cerrahi Hastanesi, bypass ameliyatlarının en verimli şekilde geçmesini sağlamak amacıyla özel tam teçhizatlı ameliyathanelere, görüntüleme cihazları ile ameliyat yardımcılarına ve alanında uzman doktorlara sahiptir.
Özellikle son dönemlerde koroner bypass ameliyatlarının uygulandığı yaş aralığı genişlemiştir. Bu sayede oldukça ileri yaşlarda da bu uygulama güvenle yapılabilir hale gelmiştir.
Dolaşım sisteminin doğru çalışabilmesi kalbin kendi ihtiyacı olan kanı çevresinde bulunan ve koroner arter adı verilen damarlarla karşılaması gerekmektedir. Bazı durumlarda, beslenme ve egzersiz alışkanlıklarına, yaşam standartlarına ve bazı genetik faktörlere bağlı olarak bu damarlarda tıkanmalar yaşanabilmektedir.
Kalbin temiz kalp alımının yavaşlaması ya da neredeyse tamamen durması, kalbin kan pompalama konusunda eskisi kadar iyi performans gösterememesine sebep olur. Bu durum sıklıkla aşağıdaki durumların deneyimlenmesi ile sonuçlanabilir:
Tıkanmaların geçirilmesi ya da damarda meydana gelen daralmaya çözüm bulunabilmesi için gerçekleştirilen cerrahi prosedürler, koroner bypass ameliyatları olarak adlandırılmaktadır. Koroner bypass ameliyatının yanı sıra, genel bypass ameliyatı prosedürü, dolaşım sisteminde herhangi bir atardamarın tıkanıklığına çare bulabilmek için gerçekleştirilebilir. Bu süreç genellikle şu şekilde işler:
Söz konusu damardan kan geçemediği için, bypass (köprü) işlemi gerçekleştirilir ve dolaşım diğer damarların katılımı ile tamamlanmaya çalışılır. Bu sayede ilgili bölge, kan akışı bakımından gerekli sirkülasyona sahip olur.
Koroner arterlerdeki daralma, belli bir düzeyi aştığında kan akışına engel olmaya başlar. Bu durum, kalbin görevini yerine getirememesine sebebiyet verir. Koroner bypass uygulaması ise göğüs ağrılarına son verir. Ayrıca olası bir kalp krizinin de önüne geçer. Bu işlem sayesinde, daralan veya tıkanan damardan beslenemeyen kan, kalp kasını beslemeye başlar.
Teknolojinin gelişmesi ile birlikte, günümüzde bypass ameliyatları farklı tekniklerle uygulanabilir düzeye ulaşmıştır. Eskiden bu ameliyat tek tip olarak gerçekleşirdi. Göğüs kafesi önden boylu boyunca açılırdı. Dolayısıyla bu yöntem öne çıkan tek alternatifti. Fakat günümüzde şartlar değişti. Artık robot kullanımı ve küçük kesiler (minimal invaziv) ile de bu yöntem uygulanabilmektedir. Ancak bu noktada, hastanın demografisi ve hastalığın derecesi önem arz etmektedir.
Bypass ameliyatının başarılı geçmesi, birçok noktada fayda sağlayacaktır. Örneğin bu durum; kalp sağlığının yeniden optimal düzeye gelmesine, kalbin temiz kanla ihtiyaç duyduğu kadar rahatlıkla beslenebilmesine ve yaşam kalitesinin artmasına olanak tanıyacaktır. Bypass ameliyatındaki risk faktörleri genellikle hastanın yaşı ve diğer rahatsızlıkları ile ilgili olarak değişiklik gösterebilmektedir. Diğer yandan genel olarak şu kişiler risk faktörü daha yüksek olarak değerlendirilirler:
Eğer doktorunuz bu ameliyata ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsa, diğer yandan daha önce kalp ameliyatı olduysanız, yine dikkat etmenizde fayda var. Zira risk grubu içerisinde yer alıyor olabilirsiniz. Doktorunuz ile yaptığınız görüşmelerde, doktorunuz stratejik bakımdan hangi yöntemin daha doğru olabileceği ile ilgili size tavsiye verir.
Her yöntemin avantajları, dezavantajları ve riskleri ile ilgili yaptığınız detaylı görüşme sonrasında sizin de rızanız ile sağlığınız için en kurtarıcı yönteme başvurulacaktır. Özel Denizli Cerrahi Hastanesine başvurarak siz de bu alanda destek alabilirsiniz.
Bypass ameliyatının süresi, genel olarak kişinin hangi risk faktörlerine sahip olduğuna göre değişebilmektedir. Koroner bypass ameliyatlarında genellikle hem açık ameliyat hem de kapalı ameliyat yöntemleri tercih edilmektedir. Bypass ameliyatının ne kadar süreceği ayrıca şu faktörlere bağlı olarak da değişmektedir:
Aynı operasyon birden fazla cerrahi işlemi gerektiriyorsa (örneğin eğer hem kalp kapakçığının değişmesi hem de damarların bypass edilmesi aynı anda yapılması gereken işlemler ise) süre değişecektir.
Bypass ameliyatları ya da koroner bypass ameliyatları genel olarak 3 ila 6 saat arasında sürmektedir. Süreçte meydana gelen beklenmedik durumlar ameliyatın daha uzun ya da daha kısa sürmesine sebep olabilmektedir.
Bypass ve kalp kapak ameliyatından önce hastalara genellikle genel anestezi uygulanır. Ancak bunun da istisnaları mevcuttur. Örneğin ameliyata alınacak hastalarda kalp yetmezliği, yüksek tansiyon, diyabet, geçmişte geçirilmiş kalp krizi ve sigara kullanımı gibi durumlar mevcutsa, daha farklı bir anestezi yaklaşımı sergilenir. Bu nedenle ameliyata olması planlanan hastalar, en geç bir gün evvel değerlendirmeye alınır. Anestezi doktorunun değerlendirmesi sonucu en uygun yol haritası çizilir.
Bypass ameliyatından sonra hastanede kalma süresi değişkenlik gösterir. Normal seyreden düşük risk grubundaki hastalar, 4-6 gün hastanede kalırlar. Hastaların bypass sonrası normal günlük yaşama dönmeleri ise ortalama 2 ila 4 hafta arası sürer. Ancak burada, hastaların ameliyat öncesi klinik durumları da önemlidir. Dolayısıyla net bir süre vermeden önce, bu detay da göz önünde bulundurulmalıdır.
Bypass ameliyatı sonrasında Özel Denizli Cerrahi Hastanesinde sizlere destek olmak ve tıbbi hizmet vermek amacıyla çalışan fizyoterapist uzmanlar, çeşitli egzersiz programları boyunca size eşlik ederler. Bypass ameliyatı oldukça yoğun bir ameliyat olduğundan prosedürden sonra takip ve rehabilitasyon gerektirmektedir. Özellikle nefes egzersizleri, bypass ameliyatından sonra hastalara en çok tavsiye edilen egzersiz türlerinden biri olarak gösterilmektedir.
Hasta solunum cihazına bağlıyken solunum dolayısıyla ortaya çıkan atıklar solunum cihazına bağlı aspiratörün de yardımı ile ortadan kaldırılmaktadır. Solunum cihazını kullanmayı bırakan hasta için ise bu atıkların temizlenmesinin tek yolu solunum egzersizlerini en doğru şekilde sürdürmektir.
Bu tür egzersizlerle birlikte geçen dört ila altı gün hastanede tamamlanmalıdır. Bu aralık içerisinde doktorların sürekli olarak değerlerinizi kontrol etmesi ve solunum etkinliğinizi ölçmesi, ameliyattan sonra her şeyin yolunda gittiğine dair kesin verilerin elde edilmesine olanak tanır. Bypass ameliyatı doğrudan damarların ve dolaşım sisteminin fonksiyonları ile ilişkili olduğundan, kimi zaman doktorlar ameliyat sonrasında varis çorabı kullanılmasını tavsiye edebilmektedir.
Özel Denizli Cerrahi Hastanesi doktorları, yüksek teknolojiye sahip cihazları kullanarak gerçekleştirdikleri tetkik ve tedavilerle sizlere en iyisini sunmayı amaçlar. İlgili bölümden randevu almak için bizimle iletişime geçebilir ve daha fazlasını öğrenebilirsiniz.
Bu ameliyat, gelişen teknolojiyle birlikte daha başarılı şekilde uygulanmaya başlamıştır. Bu sayede ölüm riski de %1-3’e kadar düşmüştür.
Durdurulmuş kalpte uygulandığı takdirde, bu ameliyat oldukça risklidir. Bypass ameliyatı, genellikle kalp kapak ameliyatı yapılması gereken kişilere uygulanır. Ayrıca bir veya daha fazla damarın tıkalı olduğu ve koroner damarın balon veya stent ile açılamadığı gibi durumlarda da bu cerrahi girişime başvurulur.
Bu cerrahi uygulama, Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümü’nün kapsamına girmektedir.
Bu süre; yapılan ameliyata, hastanın yaşına ve tıbbi durumuna duruma bağlı olarak değişkenlik gösterir. Genellikle hastalar, ameliyat sonrası bir gün boyunca yoğun bakımda takip edilir. 5. günde ise taburcu olacak duruma gelirler. İşlerine dönebilme süreleri ise 4-6 haftayı bulabilir.
Ameliyat tamamlanınca açık yerler tel dikiş yardımı ile kapatılır. Kemikteki yara ise tıpkı standart bir kemik kırığına benzer şekilde iyileşir. Ortalama 4-6 hafta süren bu iyileşme döneminde hastalar bazı hususlara dikkat etmelidir. Örneğin araç kullanmamalı, yan yatmamalı ve ağır şeyler kaldırmamalısınız. Aynı zamanda vücut ağırlığınızı tek kol üzerine vermemeye dikkat etmelisiniz.
Donanımlı ve güvenilir bir sağlık kuruluşunda, yeterli ekipmana sahip deneyimli bir ekip tarafından gerçekleştirildiği takdirde bu cerrahi uygulama oldukça güvenlidir.
GÜNDEM
2 saat önceSÜRMANŞET
6 gün önceGÜNDEM
6 gün önceGÜNDEM
15 gün önceGÜNCEL
15 gün önceGÜNDEM
15 gün önceSÜRMANŞET
15 gün önceVeri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.