Tur Suresi’ndeki ‘Huri’ ve ‘Ğılman’ nedir? 

İBRAHİM FAİK BAYAV Tur Suresi'nin 17'nci VE 18'nci ayeti şöyle: ''İnne'l-muttakııne fî cennâtin ve naim''; ''Fakihîne bimâ âtâhüm rabbühüm, ve vekâhüm rabbühüm azâbe'l-cahîm''. Yani, muttaki kimseler hem cennet içinde hem nimet içindedirler. Onlar, Rablerinin verdiğiyle nimetlenenler ve lezzetlenenlerdir. Rableri onları düzen içinde tutmuş, korumuştur. Cennet ve naim sözcükleri, Vakıa Suresi'nin dördüncü bölümünde açıklandı. Soru şu: 'Muttakin' olarak anılanlar kimlerdir? İttika fiili, koruyup himaye etmek, ya da çalışıp düzene koymak anlamındaki 've-ka-ye' fiilinin türemiş halidir. Yanlış şeyden, yapılmaması gereken tavırdan sakınılmasını belirtir. Muttakiler diye anılanlar bu tavırlardan kaçınanlardır. Kaçınmaları yetersizdir; 'vekaye' fiilini becerileri oranında işlemek zorundadırlar. İttika, yani koruyup kollama, çalışıp düzenleme; yönetim tarafından kanun ve kurallar belirlenmedikçe, yapılmaması gereken davranışlar duyurulmadıkça mümkün değil. İtttika, yani koruyup kollama, çalışıp düzenleme, emir altında olanları, yönetim tarafından görevlendirilenleri ima eder. Görevlendirenler yönetimde olanlardır. Yönetenlerden ilk akla gelenler devlet kurumlarının yönetenleridir. Sonra il idarecileri, belediye başkanları... Sonra sanayi inşacıları, fabrika işletenleri, şirket kurucuları, vakıf oluşturucularıdır. Herbirinin kanunu, tüzüğü ve yönetmeliği vardır. Bunların içinde görev alan her fert, kanun, tüzük ve yönetmeliğe uyduğu oranda İTTİKA fiili gerçekleşmiş olacaktır. Bunun 'cennet' yaşamı getireceğini, yani muttakilerde huzur ve mutluluk olacağını hiç kimse inkar edemez. Tur Suresi'nin 21'nci ayeti, cennete ve naime götürecek 'ittika' fiilinin işlenmesinin, üstte belirtilen kanun, tüzük ve yönetmelik kurallarının doğruluğuna inanılmasıyla mümkün olabileceğini belirtiyor. Bunun adı 'iman etmek'tir. Fertlerin bu kurallara uyarak faaliyetini yürütmesi, aile fertlerini hatta, soyundan olanları bile, 'ittika' filleri sebebiyle huzur ve mutluluk çerçevesinin içine sokacaktır. Tur Suresi'nin 20'nci ve 24'ncü ayetinde, mealcilerin anlayamadığı, anlayamadığı için yanlış anlam verdikleri iki kelime var: a) ''Bi hurin ıın''. b) ''Aleyhim ğılmanün''. 20'nci ayetteki ''Ve zevvecnâhüm bihûrin ıın'' kelimesi, cennet yaşamındaki olaylardan birini belirtiyor. 'Zevvece' fiili, iki şeyi birbirine yaklaştırma, çiftleştirme anlamında kullanılıyor. Birbirine yaklaştırılan erkek ve dişi iki canlı olabildiği gibi, başka şey de olabilir. Ayette konu edilen, insanların 'hurin ıın' denen şeylere yaklaştırılacakları ve birleştirilecekleridir. Bunu kadın ve erkek yakınlaşması anlayan yanılır. Öyleyse, 'hurin ın' kelimesinin anlamını bulmamız gerekir. 'Hur', çoğul sözcüktür, Gözünün siyahı çok siyah olan, ve veyazı çok beyaz olan anlamında sıfattır. Siyah gözlüler ya da beyaz gözlüler anlamını alabilir ve isme dönüşür. Burada 'göz' den kastedilenin ne olduğudur. 'Iın' sözcüğün anlamı görünen iyi ve güzel şeyler demektir. Varlıkların ve nesnelerin hayranlık uyandıracak yapılarıdır. O zaman 'Hurin ıın' tamlaması, göz alıcı güzel şeyler demek olur. İnsanların yakınlaştırılacakları göz alıcı şeyler neler olabilir? Hur (ya da huri), meskün olunan mekana yaklaştırılan bir otomobil olabilir mesela. Otomobilin rengi siyah ve gıcırdır. İki göz hükmündeki farları ise beyaz olup parlamaktadır. Başka örnek de verilebilir. Cennet yaşamına geçmiş kişi buna sahip olduğunda zevvece fiilinin işlenmesi gerçekleşmiş olur. 24'ncü ayetteki ''Yetuufü aleyhim ğılmanün'' kelimesi, cennet yaşamındaki bir başka olayı belirtiyor. 'Ğılman', çoğul sözcüktür. Çocuklar demektir. Çocuklardan kasıt bir arada olan çocuklar değildir. Çocuklar, her ailede üçer beşer adet bulunan beldenin veya mahallenin tüm çocuklarıdır. Çocuklar kanun ve kurallara muhatap değildirler. Mürebbiler vasıtasıyla yetişecekler, delikanlı olacaklar, toplumun kurallarına o zaman muhatap olacaklar. 'Ğılman' sıfatıyla anılan -on iki yaş altı- çocuklar, ''Ke ennehüm lülüün meknûn'' kelimesiyle, cennet hayatında kıymetli varlık olarak gösteriliyor. Yani onlar toplum ileri gelenlerince başkalarının eli ve gözü değemeyecek inci gibi bilinmişler,  sübyancıların ve pedefoli sapıklarının tecavüzlerinden korunmuşlardır. Tur Suresi'nin 26, 27 ve 28'nci ayetlerinden anlaşılan şudur: Toplumların cennet yaşamına geçmesi, cennet yaşamında iseler yaşamın devam etmesi 'ittika' fiilinin işlenmesine bağlıdır.
Benzer Videolar