ÇAPAR KANAT
Herkese yeniden merhaba.
Son bir yılda, saydım, 4-5 yazımı yayınlayabilmişim.
Gıda, tarım ve hayvancılık konusunda yazabilmek için gündemi elbette ki takip etmek gerekir.
Ben edemedim, yazamadım. Kanser, arkadaşım olmuştu.
2014 yılının Ocak ayı sonlarında squamöz tipi, küçük hücreli olmayan , III. evre Akciğer kanseri teşhisi konuldu. Adına kemoterapi denilen kimyasal tedavi, yine adına radyoterapi denilen ışın tedavilerimin olumlu sonuç vermesi üzerine 17 Eylül 2014 tarihinde sağ üst akciğer lobu ameliyatla aldılar. Yani vücudumdaki beş lobdan birini kansere verdim.
Kanser arkadaşım oldu. Bilinir ki squamöz tipi kanserler kömür ocaklarında, kimyasal tesislerde çalışanlarda görülebilen bir tür.! Bir de sigara tiryakilerinde.. Ben de onlardan idim. Teşhis konulduğunda bıraktım. İstersen bırakma…
Akciğer ameliyatım 8 saat sürdü. Bu kadar uzun sürmesinin nedeni ameliyat kesim yerinden alınan parçaların patolojik sonucunun ameliyat esansında beklenmesi ve ona göre son kesim pozisyonunun belirlenmesi olsa gerek.
Doktorlar ameliyattan anındaki tetkikler olumlu patolojik sonuç verince doktorlar ‘’ameliyatın başarılı geçtiğini ’’ ifade ettiler.. Ameliyat sonrası beş hastanede kalış esansında nefes, öksürük antrenmanları ile ameliyatla boşalan bölümünü doldurmayı başardı. Bu arada tek akciğer ile yaşayan insanlar olduğunu da gördüm.
Kemo, Radyoterapiden başka tedavi mümkün olmalı.!
Ameliyat öncesinde Kemo ve radyoterapilerim ayakta sürdürdüm. Kemoterapi vücuda kimyasalların enjekte edilişidir. Her enjekteye kür denilmekte ve her bir kürden diğer küre kadar ara verilmekte, her kürde 4-5 saat enjekte seanslarıydı. Yirmi birer gün ara ile üç kürden sonra her gün olmak üzere otuz gün süren radyoterapi esnasında haftada bir kür, ilave 4 hafta kemoterapi tedavisi gördüm.
Akciğer kanseri genellikle ağrısız, sızısızdır. Çünkü akciğer, acıya duyarsızdır. Tüm kanser hastalarında hastalığın kendisi değil kemoterapi, radyoterapi hastayı yıpratıyor. Kemo, radyoterapiden başka tedavi mümkün olmalıdır. Kanser bilimi ‘’öğrenilmiş çaresizlik sendromunda ‘’ olup olmadığını kendi kendine sormalıdır. Bunu söylerken başka bir tedavi önerdiğim sanılmasın. Önerecek var ise, o da modern tıptır. Tedavim esnasında da modern tıptan başkasına başvurmadım.
Tedavimi başlangıcından şu ana kadar Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde sürdürüldü. İyi bir hastane. Çalışanlarının memnuniyeti çok yüksek. Ölçmedim ama kanserli hastalara iyi davranıyorlardı. Kanserli hastalara özel park yeri bir mükemmeliyet idi. Radyoterapi, kemoterapi servisinde hizmet aldığım insanlar gerçekten mükemmeldiler. Ben de memnuniyetimi sadece zihnimde bırakmayarak bunu üst makamlarına sunmayı ihmal etmemiştim.
Hastalığımın teşhisini, endoskopisini yapan ve nazımı çeken Prof.Dr. Ahmet Selim Yurdakul’a teşekkür ediyorum. Sigara içenlerin endoskopik operasyonları zor oluyor ve bu zorlukta operasyon bitmeden masadan kalkma konusunda gösterdiğim naza tahammül etmişti. Bir hafta sonra endoskopi yapılabilmiş ve arkadaşım kanserimin squamöz olduğu teşhisi koymuştu patologlar.
Onkolog Prof. Dr. Ahmet Özet’ de teşekkür ediyorum. Kanser teşhisi konulunca onunla aylarca haşır neşir olmaya başladım. Ameliyat aşamasına gelince Prof. Dr. Olgun Arslantürk tanıştık. Acıtmadan uyutarak ameliyat etti. İşin şakası bir yana, ameliyat öncesinde de sonrasında da tüm sorularımızı sabırla yanıtladı, teşekkürler.
Radyasyon Onkologu Dr. Şükran Ülger’e teşekkür ederim
Sağ akciğerimin bir kısmında anjiogenik squamoz displazi görüldüğünden önümüzdeki günlerde tedbir olarak Kiryoterapi tedavisine başlanacak.
Hani derler ya, ‘’ben iyiyim.’’ Evet, arkadaşlarıma duyururum, iyiyim.
Benimle birlikte ve halen tedavi gören kanserdaşlarım Yılmaz Saka ve Fazilet Aktaş Bozdoğan’a acil şifalar diliyorum.
Evet , sigara yüzünden akciğerimin % 20’sini kaybettim. Hükümsüzdür.
Kaynak: www.alotarim.com